Bluetooth ile iPhone üzerinden AppleTV kurulumu.
2 sene önce yazdığım bu yazıda da detaylıca paylaştığım gibi, tek yapmamız gereken güncel bir sürüme sahip iPhone’u, yeni tv’ye yaklaştırmak ve beklemek. Böylece iCloud ve Wi-Fi ayarlarımızı otomatik olarak yapabiliyoruz.
1. Yeni Arayüz
Yeni tv’yi ilk çalıştırdığımızda yepyeni ama tanıdık bir arayüzle karşılaşıyoruz. Yıllar içerisinde değişimler geçirse de, AppleTV’nin arayüzü 2010’dan beri pek de değişmemişti. Ancak bu yeni arayüz, hem yazı tipi hem de görsellik açısındaniOS 9 ve El Capitan’dan izler taşıyor. Bu sebeple de yeni olmasına rağmen modern ve tanıdık geliyor.
Yeni arayüze ek olarak yeni tv aynı zamanda iOS’ten devşirilmiş tvOS adlı yeni bir işletim sistemine sahip. Bu açıdan yine tanıdık geliyor olsa da, aslında iPhone veya iPad’e göre çok daha farklı bir ekranda (hem çok kocaman hem de dokunmatik değil) çalışıyor olması, farklılıkları da beraberinde getiriyor.
Yeni işletim sistemi olan tvOS’un belki de en büyük farkı ise artık tv için de bir App Store’un olması. Yani geliştiriciler artık televizyonda görüntülenebilecek, tv’ye yüklenebilecek uygulamalar geliştirebiliyor olacak.
App Store’dan detaylıca bahsedeceğiz, ancak şimdilik işletim sisteminin özelliklerinden devam edelim…
Sinematik Ekran Koruyucular
Apple’ın tıpkı 2010’daki ilk iPad lansmanında olduğu gibi “ekran koruyucu” tanıtması komik gibi gelse de, aslında yeni tv için oldukça hoş bir özellik olduğunu söyleyebilirim.
Apple, yüksek kalitede video formatındaki ekran koruyucular ile tv kullanılmadığı zaman çok şık görüntülerle bizi karşılamasını sağlamış. Gerek bulutların üzerinde, gerekse San Francisco’daki Golden Gate köprüsü olsun, günün saatine göre değişen çok hoş görüntüler olduğunu ve etkileyici olduğunu söyleyebilirim.
2. Yeni Kumanda
Bir diğer yenilik ise tv’nin kumandasında. Önceki nesile göre biraz daha büyüyen kumanda ele daha iyi oturuyor diyebilirim.
Ön tarafta dokunmatik ve basıldığında tıklanabilir bir yüzey varken (aslında Trackpad gibi ama adı Touch Surface), orta kısımda bazı yeni tuşlarla birlikte karşımıza tamamen yenilenmiş bir kumanda çıkıyor.
İlk başta alışması biraz zaman alsa da, dokunmatik yüzeyi kullanarak çok daha kolay bir şekilde tv arayüzünde dolaşmak ve seçim yapmak mümkün. Birkaç saatlik kullanım sonrasında insanın eli alışıyor.
Hızlı hareketler yaparak kolayca en sağa veya en sola gitmek mümkün oluyorken, ufak hareketlerle kare kare ilerlemek veya bir yana geçmek de mümkün. Bu açıdan bakıldığında yeni kumanda inanılmaz pratiklik sağlıyor. İleri/geri sarma tuşlarına elveda…
Kumanda üzerinde 6 tane tuş yer alıyor:
- Menu
- Ana ekran
- Arama (Siri)
- Oynat/Durakla
- Ses yükselt ve azalt
İşin daha da ilginç ve pratik yanı, kumanda sayesinde televizyonumuzu ve televizyonumuzun sesini de açıp kapatabiliyoruz. Yani Apple, evdeki kumanda kaosuna da bir dur demek için çabalamış.
Ayrıca dahili pili olduğu için en altındaki Lightning girişi sayesinde de pili azaldığı zaman kolayca şarj etmek mümkünoluyor.
Bu yeni kumandaya gözümüz gibi bakmamız gerekiyor, çünkü tek başına satın almaya kalktığımızda Apple bize 279 TL fiyat çekiyor! Evet, yani bir önceki nesil Apple TV ile aynı fiyat.
Eski kumanda ise sadece 69 TL.
3. App Store
tv için App Store belki de yeni tv’nin en önemli yeniliği. Ancak henüz bu yeniliğin kendini gösterebildiğini veya olgunlaştığını söylemek pek de mümkün değil.
Hem bireysel geliştiriciler, hem de firmalar tv için uygulamalar geliştirmeye başladılar, ancak bu uygulamalar henüz en basit ve ilkel iPhone uygulamaları gibiler. Elbette bu önümüzdeki dönemde değişecek ve çok daha güzel ve işe yarar uygulamalar göreceğiz.
Tahmin edebileceğiniz gibi RedBull, TED, yemek tarifleri, vb. “kanallar” artık “uygulamalar” olarak App Store’da yerine almış.
Ama App Store’u sadece canlı yayın, eski yayınlar veya bölümler olarak düşünmek yerine, Apple TV’nin uygulamalarınıyepyeni bir deneyim sunabilecek kapasitede ve teknolojiye sahip olarak düşünmemiz gerekiyor. Fitness üzerine egzersizler, futbol, basketbol vb. maçların çok özel analizleri, özel verileri, oyunlar, etkileşimli içerikler gibi pek çok şeyi yapmak mümkün.
İçerisinde jiroskop bulunan yeni kumanda ile bir fitness uygulaması aslında bir egzersizi yapıp yapmadığımızı bile tespit edebiliyor.
Hatta bileğimize bağlayarak (Nintendo Wii gibi) kumanda ile oynadığımız oyunlarda kumandanın elimizden uçup gitmesini engelleyebiliyoruz.
Ancak yukarıda da söylediğim gibi uygulamalar henüz çok yeni ve bu yeni dünyaya pek de hazır değiller. Örneğin Periscope’un uygulaması çok güzel görünmekle birlikte, hesabımıza giriş yaptırmıyor ve sadece Persicope’un önerdiği yayınları görebiliyoruz.
Oyunlar
Tıpkı uygulamalar gibi oyunlar da henüz oldukça yeni ve vasat seviyede diyebilirim. App Store’daki oyun sayısı bile oldukça az ve henüz içeride oyunlara özel bir kategori de yok. Apple’ın bir Playstation veya X-Box ile rekabete girmesi şu anda pek mümkün gibi görünmese de, son yıllarda iPhone ve iPad’lerin oyun piyasasından ciddi pay çaldığını da unutmayarak dikkatli olmakta fayda var.
Hatta yeni tv’ye Bluetooth ile özel bir “kol” bağlamak ve bazı oyunları bununla oynamak da mümkün olabiliyor.
4. Siri
iPhone’dan tanıdığımız Siri, yeni tv’de de karşımıza çıkıyor. Kumandadaki arama butonuna bastığımızda bir arama sayfasına gidiyorken, basılı tuttuğumuzda ise Siri’ye ulaşıyoruz. Kumandanın en üstündeki mikrofona doğru istediğimizi söyleyerek de Siri’nin bize yardımcı olmasını bekliyoruz.
Siri hem iTunes içerisinde, hem de Netflix, Hulu, HBO, Showtime gibi ABD’de aktif olan bir çok içerik sağlayıcıda arama yapabiliyor, ve sonuçları karşımıza getiriyor. Ancak App Store içerisinde arama yapmasını sağlayamıyoruz, şimdilik… Bu çok can sıkıcı olsa da, umuyorum ki Apple bu özelliği de ekler Siri’ye.
Fakat ne yazık ki Siri tüm uygulamalar içerisinde de arama yapmıyor. Üstelik Müzik uygulamasında bile! Apple’ın yazılım güncellemeleri ile bunu yakın zamanda gidereceğini düşünmekle birlikte, lansmana bunu yetiştirememiş olması bir hayal kırıklığı. Ama zaten ülkemizde Apple Music bile kullanılamıyor hala!
Her şeyi geçtim ama ne yazık ki Siri henüz ülkemizde de kullanılamıyor. Dil ve bölge seçimini Türkiye ve Türkçe olarak yaptığımız zaman Siri’yi kullanamıyoruz. Test için ABD ve İngilizce seçimlerini yaparsak bir nebze tadına bakabiliyoruz.
Bunun sebebi olarak Apple’ın farklı ülkelerde film ve aktör/aktrist isimlerinin farklı şekilde telaffuz edilmesi gösteriliyor. Umarım bu eksikliği Apple kısa sürede giderir ve tv’deki Siri deneyiminden bizi daha fazla uzak tutmaz.
iPhone’da Siri’yi çok kullanmıyor olabiliriz belki, ama tv’de daha fazla kullanacağımızı tahmin ediyorum. Çünkü Siri bir dizi, film adı, oyuncular, yönetmen, tarih gibi bir çok konuda arama yapabiliyor. Örneğin
- “Aksiyon filmleri göster”
- “İçerisinde Bruce Willis olanları”
- “yakın zamandakiler”
- “iyi olanları”
gibi komutları sırasıyla verdiğimizde, yakın zamanda çekilmiş yüksek puan almış Bruce Willis aksiyon filmlerini görebiliyoruz.
Ya da Sean Connery’nin oynadığı James Bond filmlerini yine bir cümle ile karşımıza getirmek mümkün olabiliyor. Keşke ülkemizde de olsa…
Karşımıza gelen film veya filmleri istediğimiz servisi kullanarak izlemek de mümkün olsa da, yine ülkemizde muhtemelen sadece iTunes ile kısıtlı kalacağız.
Benim en çok hoşuma giden yarı-gizli özelliklerden birisi ise film izlerken bir anlık diyaloğu kaçırdığımızda “what did he say?” (ne dedi?”) gibi bir cümle ile filmi 15 saniye geriye sarabiliyoruz.
Eksikleri var mı?
Olmaz mı? Yeni tv’nin eksik diyebileceğimiz bir çok yönü de mevcut.
4K bir televizyona sahipsek, tv’den 1080p bir yayın alacağımızı bilmemiz gerekiyor. Roku veya FireTV gibi ABD’deki diğer alternatiflere göre Apple henüz 4K’ya geçmiş değil. Ancak açık sözlü olmak gerekirse, bunun birkaç yıl içerisinde bile bir sorun yaratacağını düşünmüyorum.
Bir diğer olumsuz konu ise Bluetooth klavye desteğinin verilmiyor olması. Yani evimizde Apple TV ile kullandığımız bir Bluetooth klavyemiz varsa, yeni tv ile kullanamadığımızı bilmemiz gerekiyor.
Benzer bir şekilde iPhone’daki Remote uygulaması da henüz tv’ye destek vermiyor. Yani sadece kumandaya mahkum durumdayız. Ancak en azından -şifreler olmasa da- tv daha önce yazdığımız e-posta adresi veya diğer kelimeleri ekrandaki klavye üzerinde hatırlıyor ve en baştan tekrar tekrar yazmamıza gerek kalmıyor.
Elbette bir diğer eksiklik Siri, ama zaten yukarıda yeterince kızdığımız için burada tekrar Siri’nin eksikliğine dair fazla bir şey söylemeye gerek yok.
Ve son olarak da hala Türkiye’de dizilerin, yani ABD’deki gibi TV Show’ların tv’de olmaması bence en büyük eksiklik. Hem yerli hem de yabancı dizileri umarım Apple en kısa sürede tv üzerinden izlenebilir hale getirir.
Değerlendirme
Gelelim değerlendirme kısmına… Apple’ın şu anda “televizyon deneyimini değiştirdi” diyebileceğim kadar devrimsel bir adım görebildiğimi söyleyemem. Ancak App Store ve Siri ile bu yönde ilerlediği kesin. ABD için daha parlak bir tablo olsa da, ülkemizdeki kısıtlar sebebiyle tv’den tam randıman alamıyoruz ne yazık ki.
Bu açıdan baktığımda, yeni tv’nin şu anda eskisine göre çok büyük bir artısı olduğunu söyleyemiyorum. Benim önerim, bazı şeyler düzelene kadar biraz daha beklenebileceği yönünde. App Store’da daha fazla ve kullanışlı uygulamaların sayısı artar, Siri ve Apple Music kullanılabilir, TV dizileri eklenirse tv çok daha cazip hale gelir.
Fakat şu anda tv meraklılar için yeni ama üzerinde çok da fazla bir şey yapılamayan bir oyuncak gibi. Siz yeni tv’yi ve özelliklerini nasıl buldunuz? Aldınız mı, ya da almayı düşünüyor musunuz?
NOT: Ben incelemeyi yayınlayana kadar Apple, tv için ilk yazılım güncellemesini yayınladı bile. Ama tvOS 9.0.1 ile gelen yeni bir özellik yok.