5 Kasım 2014 Çarşamba
Spor yazarı Uğur Meleke, dün akşam oynanan Borussia Dortmund - Galatasaray maçı yazısının bir bölümünde Dzemaili'ye yüklendi.
Meleke, Milliyet'teki köşe yazısında, Dzemaili ile ilgili şu ifadelere yer verdi:
"Sol kanat, şeffaf adam Dzemaili’ye emanet edilmeseydi, Galatasaray’ın oyuna daha uzun süre tutunma ihtimali olabilirdi.
Müsabakaları tek bir oyuncu üstünden okumak genelde doğru değildir; ama Dortmund gibi, parçalarının her biri işini tam yapan bir bütüne karşı sizin de herhangi bir parçanızın vazifesini eksik yapma hakkı yoktur. Birinci golde sağ bek Piszczek çıkarken, onu sol kenar Dzemaili karşılamalıydı. Sokratis’in biri direkten dönen, biri gol olan iki duran top aksiyonunda da bakın onunla eşleşen Dzemaili ne yapıyor? Direkten dönen topta sıçramıyor, Sokratis’i formasından çekerek durdurmaya çalışıyor. Golde ise izliyor sadece...
Dzemaili’nin bu hali bana bir anekdotu hatırlattı: Trabzon’da bir maçta ilk yarı bitiyor, Lemi de diğer arkadaşları gibi yorgun adımlarla soyunma odasının yolunu tutarken Özkan Sümer’in ona seslendiğini fark ediyor:
-Lemi, ısın oğlum, ikinci yarıda oyuna giriyorsun!
-Ama hocam ben oynuyorum zaten.
-Öyle mi, hiç fark etmemişim!"
Spor yazarı Uğur Meleke, dün akşam oynanan Borussia Dortmund - Galatasaray maçı yazısının bir bölümünde Dzemaili'ye yüklendi.

Meleke, Milliyet'teki köşe yazısında, Dzemaili ile ilgili şu ifadelere yer verdi:
"Sol kanat, şeffaf adam Dzemaili’ye emanet edilmeseydi, Galatasaray’ın oyuna daha uzun süre tutunma ihtimali olabilirdi.
Müsabakaları tek bir oyuncu üstünden okumak genelde doğru değildir; ama Dortmund gibi, parçalarının her biri işini tam yapan bir bütüne karşı sizin de herhangi bir parçanızın vazifesini eksik yapma hakkı yoktur. Birinci golde sağ bek Piszczek çıkarken, onu sol kenar Dzemaili karşılamalıydı. Sokratis’in biri direkten dönen, biri gol olan iki duran top aksiyonunda da bakın onunla eşleşen Dzemaili ne yapıyor? Direkten dönen topta sıçramıyor, Sokratis’i formasından çekerek durdurmaya çalışıyor. Golde ise izliyor sadece...
Dzemaili’nin bu hali bana bir anekdotu hatırlattı: Trabzon’da bir maçta ilk yarı bitiyor, Lemi de diğer arkadaşları gibi yorgun adımlarla soyunma odasının yolunu tutarken Özkan Sümer’in ona seslendiğini fark ediyor:
-Lemi, ısın oğlum, ikinci yarıda oyuna giriyorsun!
-Ama hocam ben oynuyorum zaten.
-Öyle mi, hiç fark etmemişim!"