gittigidiyor

GPS Nedir ve Nasıl Çalışır?

mehmetkarahanlı

Aktif Üye
Katılım
17 Eyl 2015
Mesajlar
22,965
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Konum
Bursa
GPS Nedir ve Nasıl Çalışır?

300px-GPS_Satellite_NASA_art-iif.jpg

GPS (Global Positioning System; Küresel Yer Belirleme Sistemi ya da Küresel Konumlandırma Sistemi), düzenli olarak kodlanmış bilgi yollayan bir uydu ağıdır ve uydularla arasındaki mesafeyi ölçerek Dünya üzerindeki kesin yeri tespit etmeyi mümkün kılar.
Bu sistem, ABD Savunma Bakanlığı’na ait, yörüngede sürekli olarak dönen 24 uydudan oluşur. Bu uydular çok düşük güçlü radyo sinyalleri yayarlar. Yeryüzündeki GPS alıcısı, bu sinyalleri alır. Böylece konum belirlenmesi mümkün olur.
Bu sistemin ilk kuruluş hedefi tamamen askeri amaçlar içindi. GPS alıcıları yön bulmakta, askeri çıkartmalarda ve roket atışlarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Ancak, 1980’lerde GPS sistemi sivil kullanıma da açılmıştır.
* 1 Uygulama alanları
* 2 GPS Sistemi
o 2.1 Uzay Bölümü
o 2.2 Kontrol Bölümü
o 2.3 Kullanıcı Bölümü
* 3 Kaynakça
Uygulama alanları
Askeri: GPS cruise füzelerinde (kıtalar arası füzelerde) ve hassas güdümlü füzelerde kullanılmaktadır. Balistik füzelerede de fırlatma pozisyonunun daha doğru olarak hesaplanması için kullanılmaktadır. Ayrıca Amerikan Nükleer Patlama Gözlemleme Sisteminin büyük bir parçası olarak GPS uyduları nükleer patlama dedektörleri içerir.

Türk Silahlı Kuvvetleri’de izlediği savunma politikasına paralel olarak bir çok alanda gps uygulamalarından yararlanmaktadır.Örnek olarak komando birlikleri intikal, travers, arazide yön bulma gibi bir çok alanda gpsten faydalanmaktadır.
Sivil GPS alıcılarına füze yapma amaçlı kullanılmamaları için 18 km yükseklik ve 450km/s hız gibi limitler getirilmiştir.
300px-Magellan_GPS_Blazer12.jpg

Araştırma: En pahalı GPS alıcıları haritacılar tarafından sınırların, yapıların, harita işaretlerinin konum tespiti ve yol yapım çalışmaları için kullanılmaktadır.
Görsel engelliler için: 1980’lerin sonlarına doğru uygulamaya giren GPS ile birlikte “MoBIC, Drishti, Brunel Navigation System for the Blind, NOPPA, BrailleNote GPS and Trekker” isimli projeler yürütülmeye başlamıştır.
Havacılık: GPS uçaklarda da diğer yön bulma aygıtlarına ek olarak kullanılmaktadır. Bazı firmalar yolcuların el tipi GPS alıcılarını kullanmalarına izin vermemektedir.
Referans saat: Birçok senkronizasyon sistemi referans saat kaynağı olarak GPS’i kullanmaktadır. GPS sistemi UTC ve GMT’den farklı olarak kendi uyduları üzerindeki atomik saatleri kullanmaktadır. Bunlar 6 Haziran 1980’de sıfırlanmışlar, ve artık saniyeleri düzeltmesi yapılmadığı için UTC’den 14 saniye ileridedirler. Bu nedenle periyodik olarak GPS alıcılarına UTC saat bilgisi gönderilir.
GPS Sistemi
GPS sinyallerinin üretilmesi
GPS sinyallerinin üretilmesi
NAVSTAR sistemi, uzay bölümü (uydular), kontrol bölümü (yer istasyonları) ve kullanıcı bölümünden (GPS alıcısı) oluşur.
Uzay Bölümü
Uzay bölümü, en az 24 uydudan (21 aktif uydu ve 3 yedek) oluşur ve sistemin merkezidir. Uydular, “Yüksek Yörünge” adı verilen ve dünya yüzeyinin 20.200 km üzerindeki yörüngede bulunurlar. Bu kadar fazla yükseklikte bulunan uydular oldukça geniş bir görüş alanına sahiptirler ve dünya üzerindeki bir GPS alıcısının her zaman en az 4 adet uyduyu görebileceği şekilde yerleştirilmişlerdir.
Uydular saatte 7.000 mil hızla hareket ederler ve 12 saatte, dünya çevresinde bir tur atarlar. Güneş enerjisi ile çalışırlar ve en az 10 yıl kullanılmak üzere tasarlanmışlardır. Ayrıca güneş enerjisi kesintilerine karşı (güneş tutulması vs.) yedek bataryaları ve yörünge düzeltmeleri için de küçük ateşleyici roketleri vardır.
GPS projesi ilk uydunun 1978’de ateşlenmesiyle başlamıştır. 24 uyduluk ağ 1994’de tamamlanmıştır. Projenin devamlılığı ve geliştirilmesi ile ilgili bütçe ABD Savunma Bölümüne aittir.
Uyduların her biri, iki değişik frekansta ve düşük güçlü radyo sinyalleri yayınlamaktadır. (L1, L2) Sivil GPS alıcıları L1 frekansını (UHF bandında 1575,42 Mhz), ABD Savunma bölümü alıcıları L2 (1227,60 Mhz) frekansını dinlemektedirler. Bu sinyal “Görüş Hattında” Line of Sight ilerler. Yani bulutlardan, camdan ve plastikten geçebilir ancak duvar ve dağ gibi katı cisimlerden geçemez.
GPS sinyalleri binalardan yansıdığı için şehir içlerinde araziye oranla hassasiyeti azalır. Yeraltına kazılan tünellerde ise sinyal elde edilemez. Hatalı sinyallerin elde edilebileceği ya da hiç sinyal elde edilemeyen bölgelerde kullanılmak üzere geliştirilen Diferansiyel GPS’ler tarafından bu hatalar en aza indirilerek daha hassas bir yer ölçümü yapılabilir.
Daha rahat anlaşılması için, bildiğimiz radyo istasyonu sinyalleri ile L1 frekansını kıyaslamak istersek; FM radyo istasyonları 88 ile 108 Mhz arasında yayın yaparlar, L1 ise 1575,42 Mhz’i kullanır. Ayrıca GPS’in uydu sinyalleri çok düşük güçtedirler. FM radyo sinyalleri 100.000 watt gücünde iken L1 sinyali 20-50 watt arasındadır. Bu yüzden GPS uydularından temiz sinyal alabilmek için açık bir görüş alanı gereklidir.
GPS uyduları tarafından gönderilen elektromanyetik dalgalar atmosferden geçerken bükülmeye uğrarlar. L1 ve L2 bantları farklı dalga boylarına sahip olduğundan farklı oranda bükülmeye uğradığından aradaki farklılık hesaplanarak atmosferik bozulma engellenerek çok daha hassas bir yer bilgisi hesaplanabilir. Sadece L1 bandı kullanılarak (diferansiyel GPS ile dahi) 98 m. hassasiyet elde edilebilirken, L1 ve L2 bantlarının ortak kullanımı ile 1 m.’nin altında hassasiyete ulaşmak mümkün olmaktadır.
Her uydu yerdeki alıcının sinyalleri tanımlamasını sağlayan iki adet özel pseudo-random (şifrelenmiş rastgele kod) kodu yayınlar. Bunlar Korumalı (Protected P code) kod ve Coarse/Acquisition (C/A code) kodudur. P kodu karıştırılarak sivil izinsiz kullanımı engellenir, bu olaya Anti-Spoofing adı verilir. P koduna verilen başka bir isimde “P (Y)” ya da sadece “Y” kodudur.
Bu sinyallerin ana amacı yerdeki alıcının, sinyalin geliş süresini ölçerek, uyduya olan mesafesini hesaplamayı mümkün kılmasıdır. Uyduya olan mesafe, sinyalin geliş süresi ile hızının çarpımına eşittir. Sinyallerin kabul edilen hızı ışık hızı dır. Gelen bu sinyal, uydunun yörünge bilgileri ve saat bilgisi, genel sistem durum bilgisi ve ionosferik gecikme bilgisini içerir. Uydu sinyalleri çok güvenilir atom saatleri kullanılarak zamanlanır.
Kontrol Bölümü
Adından anlaşılacağı gibi, Kontrol Bölümü, GPS uydularını sürekli izleyerek, doğru yörünge ve zaman bilgilerini sağlar. Dünya üzerinde 5 adet kontrol istasyonu bulunmaktadır.(Hawai,Kwajalein,Colorado Spring(Ana merkez),Ascension adaları ve Diego Garcia) Bunlardan dördü insansız, biri insanlı ana kontrol merkezidir. İnsansız kontrol merkezleri, topladıkları bilgileri ana merkeze yollarlar. Ana merkezde bu bilgiler değerlendirilerek gerekli düzeltmeler uydulara bildirilir.
Kullanıcı Bölümü
Kullanıcı bölümü yerdeki alıcılardır. Çeşitli amaçlarla GPS kullanarak yerini belirlemek isteyen herhangi bir kişi, sistemin kullanıcı bölümüne dahil olur. Genellikle intikal yapan komando birlikleri tarafindan kullanilir.
Kaynakça:
* http://tr.wikipedia.org/wiki/GPS
* (İngilizce) GPS dispatch systems
* MAPIST – Magellan GPS/Türkiye
 

mehmetkarahanlı

Aktif Üye
Katılım
17 Eyl 2015
Mesajlar
22,965
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Konum
Bursa
Yön Bulma (Navigasyon) ve Araç Takip Sistemleri Konusu

Navigasyon kelimesi denizcilik ile ilgili bir terim olarak kullanılmasına karşın günümüzde “bir noktadan başka bir noktaya gitmek için en elverişli yolu tayin etme ve seferi uygulama olarak” bilinmektedir. Bir seyir yapabilmek için ilk olarak bulunan yerin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu tespit enlem ve boylam olarak koordinatların belirlenmesiyle veya harita üzerinden yapılmaktadır. Sonraki adım ise gidilecek yerin tespit edilmesidir. Bu tespitler yapıldıktan sonra gidilecek olan yolun, yani rotanın belirlenmesi gerekmektedir. Yapılacak olan yolculuğun amacına göre rotalar değişebilmektedir. Son olarak, yolculuk yapıldıktan sonra gidilecek yere varıldığının tespit edilmesi gerekmektedir.


Navigasyon cihazları ise küresel konumlama sistemini kullanarak kişilerin kesin yerlerini tespit etmelerine, gidilecek yerin tespitine ve rota oluşturulması gibi işlere yaramaktadır. Birçok alanda kullanılan navigasyon cihazlarını taşıma, yolculuk veya teslimat yapan işletmeler yoğun olarak kullanmaktadır. Bunun yanında navigasyon cihazlarının basitleştirilip, fiyatının azaltılmasıyla kişisel kullanımı da artmaktadır. Cep telefonları ve tablet bilgisayarlar gibi cihazlarda bulunan GPS özellikleri sayesinde, bu cihazlarda navigasyon cihazı görevi görmektedir. Bu cihazlara yüklenecek olan bazı uygulamalar yardımıyla bu özellikler kullanılabilir. Örneğin Google firmasının verdiği hizmetlerden biri olan Google Maps uygulamasının uyumlu cep telefonlarında kullanımı ile navigasyon cihazının tüm özelliklerinden faydalanılabilmektedir. Gidilecek konumun aratılarak bulunması, rotanın hazırlanması, rota üzerindeki önemli yerlerin veya çeşitli işletmelerin gösterilmesi ve rotanın harita, uydu veya sokak görüntüsü olarak gösterilmesi sağlanmaktadır.

Geçmişte harita, pusula veya doğal varlıklar sayesinde yapılan yön belirleme yöntemlerinin yerini GPS (Global Positioning System) Küresel Konumlama Sistemi kullanan navigasyon cihazları almaktadır. GPS sistemi düzenli olarak kodlanmış bilgi yollayan bir uydu ağıdır ve uydularla arasındaki mesafeyi ölçerek Dünya üzerindeki kesin yeri tespit etmeye yaramaktadır. Uyduların yaydığı radyo sinyallerinin GPS cihazlarının alıcılarına ulaşmasıyla konum belirlemek mümkün olmaktadır. Sistemin ilk kuruluş amacı tamamen askeri olmasına karşın 1980’lerden sonra GPS’ler sivillerin kullanımına da açılmıştır (Vikipedi, 2012). Yaygın olarak deniz ulaşımında kullanılmaktadır. Ayrıca dağcılar ya da gezginler navigasyon araçlarını yoğun olarak kullanmaktadırlar. Son yıllarda navigasyon görevi yapan microchip diğer birçok mobil araca da takılabilmektedir. Cep telefonları, fotoğraf makineleri ve arabalar gibi. Navigasyon araçları son 5 yılda büyük şehirlerde yol bulmak için kullanılmaya başladığı için birçok araçta entegre olarak bulunmaktadır. Benzer şekilde cep telefonunda yol tarifi almak ya da çekilen fotoğraflara konum bilgisi eklemek ancak cep telefonu ya da fotoğraf makinesinde navigasyon çipinin olması ile mümkündür.


Hatırlayacağınız gibi 2.Ünitede ele alınan “İş Hayatında Sosyal Medya” konusunda “Foursquare” adlı yazılımdan bahsedilmişti. Foursquare’de eklenen konum bilgisi de mobil araçların navigasyon çipi ile mümkün olmakatdır. Lütfen bu konuyu tekrar gözden geçiriniz.


Mobil teknolojilerin kullanıldığı bir diğer alan ise araç takip sistemleridir. Araç takip sistemlerini daha çok satış ve pazarlama ağırlıklı çalışan şirketler, bankalar, araç kiralama şirketleri ve kargo şirketleri kullanmaktadırlar. İşletmeler araç takip sistemlerini kullanarak işletme giderlerini azaltmakta, zaman ve yakıt tasarrufu sağlamakta, personelini sürekli denetim altında tutarak mal ve hizmet kalitesini arttırmaktadır. Bunlara ek olarak araçlar sürekli takip altında olduğu için güvenlik açısından da fayda sağlanmaktadır. Böylece hangi aracın hangi yük ile, hangi zamanda nerede olduğu merkezden kolayca takip edilebilmektedir. Araç bilinen rotasından saptığında neden saptığı sorgulanabilmektedir. Yoğun trafik ya da hava koşulları nedeniyle ulaşımda sorunlar olduğunda araçların merkezden yönlendirilebilmesi mümkün hale gelmektedir. Sonuç olarak araç takip sistemleri verimli ve etkin bir çalışma ortamı sağlanmasına yardımcı olmaktadır.


En yaygın kullanılan araç takip sistemi uydu üzerinden (GPS) yapılan araç takibi sistemleri olmaktadır. GPS uyduları sayesinde araçlar bilgisayar veya mobil iletişim cihazları ile takip edilmektedir. Araç takip sistemleri ile araçların hızları, izlemiş oldukları güzergahı, duraklama yaptıkları yerleri ve süreleri sayısal haritalar üzerinde izlenmektedir. Araçların günlük kullanımı hakkında detaylı raporlar alınabilmektedir. Araçlara tesis edilen Mobil Veri Cihazları, GPS uydularından aldıkları konum bilgilerini ve bağlı sensörlerden gelen sıcaklık ve benzeri telemetrik bilgileri GSM/GPRS şebekesi üzerinden kontrol ve iletişim merkezi'ne aktarmaktadırlar. Gelen bilgiler özel yazılımlar sayesinde derlenmekte ve sunucular üzerindeki veri bankasına kaydedilmektedir (Vikipedi, 2012).

Sîzlerin sınavlarını sorunsuz yürütebilmek için Eskişehir’de basılan sınav soru kitapçıkları Türkiye’nin bütün illerindeki sınav merkezlerine karayolu ile gönderilmektedir. Kamyonların herbirinde navigasyon cihazı vardır. Böylece giden soru kitapçıkları ve kamyonlar Eskişehir Merkezden denetlenmektedir.


Araç takibi için araçlarda navigasyon cihazı bulunması yeterlidir ya da navigasyon çipi entegre bir otomobil ya da navigasyon çipi olan bir cep telefonu aynı işi görür. Uydudan navigasyon hizmeti almak ücretsizdir.


Ancak bazı navigasyon cihazları üzerinde yüklü olan haritaların güncellenmesi için ücret talep etmektedir. Bazıları ise satın alma sürecinde bu güncelleme ücretini peşin alıp, ömür boyu ücretsiz güncelleme hizmeti sunmaktadır
 

mehmetkarahanlı

Aktif Üye
Katılım
17 Eyl 2015
Mesajlar
22,965
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Konum
Bursa
Hayvanlardaki Navigasyon (Yön Bluma) Sistemleri

İnsanlar güzel yollara, trafik levhalarına, haritalara ve navigasyon cihazlarına rağmen gidecekleri yere ulaşmada bazı zorluklar yaşarken, göçmen kuşların binlerce kilometre uzaktaki hedeflerine hiç yanılmadan varabilmeleri insanı hayrete düşüren muhteşem bir hâdise... Bulunulan yerin koordinatlarını belirlemek için kullanılan GPS (Global Positioning System) insanlığın binlerce yıllık birikiminin bir neticesiyken, bazı hayvanlara GPS kadar hassas işleyen navigasyon sistemleri yaratılışta bahşedilmiştir. İnsanlara verilmiş duyu organlarının hassasiyetleri birbirleriyle dengeliyken, hayvanlarda beslenme, avlanma durumlarına göre belli duyular daha öne çıkabilir. Baykuşun işitme, kartalın görme, köpekbalığının koklama duyuları diğer hayvanlardan bariz şekilde üstünlük gösterir. Bazı hayvanlarda yön ve yol bulma hususiyeti diğerlerine nazaran daha öne çıkmıştır.
Uçacağı yönü tespit için, göçmen kuşlara hassas bir navigasyon sistemi verilmiştir. Kızılgerdan kuşu (Erithacus rebecula) üzerinde yapılan bir araştırmayla, bu kuşun günümüze kadar farkında olmadığımız bir özelliği ortaya çıkarılmıştır. Dünyanın manyetik alanına göre, özel bir mıknatıs duyusuyla kendine uçuş yönü belirleyen bu kuşun sağ gözüne âdeta bir pusula yerleştirilmiştir. Bu kuşun sağ gözündeki bir protein kompleksi (cryptochrome), dünyanın etrafındaki manyetik alan çizgilerine paralel kimyevî bir reaksiyona girer. Gözün içinde vuku bulan bu kimyevî reaksiyon, optik reaksiyona dönüştürülür ve bunun neticesinde kızılgerdanlar, dünyanın manyetik alanını görme derecesinde iyi algılar.
Ornitolog Prof. Peter Berthold, göçmen kuşlar üzerinde yaptığı başarılı deneylerle, bir kuşun göçmen olup olmadığı, göç rotası ve zamanını nasıl tespit edebildiği gibi hususların genetik kaynaklı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kara başlı ötleğenler (Sylvia atricapilla) yarı göçmen kuşlar sınıfına girer. Bunların bir kısmı batıya (Kuzey Afrika) bir kısmı da doğuya (Kıbrıs ve İsrail) göç eder. Göç yönü farklı olan kuşlar arasında yapılan melezleme neticesi, aynı türe ait olmalarına rağmen yavru kuşların ebeveynleri gibi batı veya doğuya değil, tamamen güneye göç ettiği tespit edildi. Navigasyonda vazifeli cryptochrom kompleksi melez yavrularda yeni bir rekombinasyona göre dağılmış ve tamamen farklı bir özellikler göstermişti. Bu netice, kuşların çevre faktörlerine uyum sağlamalarında sevk-i ilâhî ile işletilen mekanizmaları uyguladıklarını ortaya koymaktadır.
Protein sentezi genetik olarak kodlandığından ve sentez edilen protein ebeveynlerinkinden farklı olduğundan, bu değişiklikte çevre faktörlerinin tesiri ihmal edilebilir. Ornitologların klâsik evrimci bakış açıları bu meseleyi açıklamakta oldukça zorlanmaktadır. Daha net bir ifadeyle, ihtiyaca binaen kuşların kendi genleri üzerinde plânlı ve kasdî bir değişiklik yapmalarının mümkün olmadığı apaçık ortadadır. Bu tip genetik özelliklerin, genlerin tesadüfî dizilmeleri ve değişmeleri neticesi ortaya çıktığını savunan evrimciler, mutasyonlara imkânsızı isnat etmektedir. Böylece evrimciler hem göçmen kuşun bütün özelliklerinin tesadüfî mutasyonla ortaya çıktığını, hem de bu mutasyona şuur isnat ederek, doğru coğrafî bölgeye sevk ettiğini söylemek gibi bir paradoksa düşerek, her şeye gücü yeten bir Yaratıcı’nın icraatını görmezden gelmekteler.

Deniz kaplumbağaları
Deniz kaplumbağalarına azamî derecede gelişmiş bir yön belirleme hissi bahşedilmiştir. Bu canlılar okyanuslarda geçirdikleri yirmi yılı aşkın bir süreden sonra, doğdukları sahili hiç problem yaşamadan bulabilmektedir. Floridalı bir balıkçının başından geçen hâdise deniz kaplumbağalarındaki bu yön hissinin muhteşemliğini net şekilde ortaya koymaktadır: 1950’de Florida’dan ayrılıp Nikaragua açıklarında kaplumbağa avlayan bir balıkçı, yakaladığı kaplumbağaların sırtlarına kanun gereği kendi mührünü kazır. Avladığı kaplumbağalarla geri dönerken, Florida açıklarında fırtınaya yakalanır, alabora olmaktan kurtulur; ancak yakaladığı kaplumbağalar denize kaçar. Fırtınanın şokunu atlatan balıkçı bir ay sonra tekrar Nikaragua açıklarında kaplumbağa avlarken denizden kendi imzasını taşıyan bir kaplumbağayı çekince büyük şaşkınlık yaşar. Acaba bir ay içerisinde bu kaplumbağalar bin kilometreden fazla bir mesafeyi geride bırakarak ana sahillerine nasıl geri dönebilmişti?
Deniz kaplumbağaları da yön belirlemede dünyanın manyetik alanını kullanır; bu canlıların geçmiş oldukları mevkiler hafızalarından silinmez. Zamanla beyinlerinde topografik inceliklere sahip âdeta bir hafıza kartı oluşturulur. Dolaştığı yerleri dünyanın manyetik alanına göre parselleyen kaplumbağaların beyinlerine, âdeta mükemmel topografik özellikler taşıyan bu hafıza kartları nakşedilir. Bu sayede bu canlılar hem pozisyonlarını belirler, hem de hedeflerine rahatlıkla ulaşabilir.

Doğduğu yerde ölen yılanbalıkları
Yapılan araştırmalarda uzun yıllar boyunca yılanbalıklarının kendilerine benzeyen yavrularına rastlanamaması deniz biyologları arasında ciddi sıkıntılara yol açmıştı. Çünkü yılanbalıklarının yavruları morfolojik bakımdan erginlerden çok farklı bir görünüme sahipti. Aslında yılan balıklarının yavruları başka bir tür -balık- olarak isimlendirilmişti (Leptocephalus). Bugün biliniyor ki, yılanbalıkları yavrulamak için sadece Avrupa sahillerinden 6.000 km uzaklıktaki Sargasso Denizi’ni tercih ediyor. Belli bir güce erişen yavrular, Sargasso Denizi’nden ayrılarak okyanuslardan akarsulara uzanan yolculuklarına başlıyor. Kesin olmamakla beraber biyologlar yılanbalıklarının doğru rotayı tespitte, bazı göçmen kuşlar gibi, dünyanın manyetik alanını kullandıklarını düşünüyor. Ömürlerinin altı ile yirmi yılını akarsularda geçiren yılanbalıkları, sevk-i ilâhîyle iki vazifeyi îfâ etmek üzere tatlı suları terk edip dünyaya geldikleri yere doğru ‘son yolculuklarına’ çıkıyor. Buraya ulaşmaları yaklaşık üç senelerini alıyor. Hiçbir şekilde Yüce Yaratıcı’nın iradesi dışına çıkamayan yılanbalıkları Sargasso Denizi’ne vardıktan sonra da birinci vazifeleri olan üremeyi gerçekleştirip soylarının devamına vesile oluyor, bundan sonra da ölümlerini beklemeye başlıyorlar.

Sismoloji uzmanları körfareler
(Fam: Spalacidae)
Toprak altında yaşayan körfareler bitki kökleriyle beslendikleri için yerin 20-40 cm altında hareket eder. Toprak altında hareket büyük enerji kaybına yol açar. Bu sebeple beslenme kaynağı olan köklere en kısa yoldan ulaşmaya çalışan ve muhtemel engelleri minyatür zelzele metoduyla aşan bu fareler, yer altında bir sismoloji uzmanı gibi hareket eder. Kazdıkları koridorların tavanına kafalarıyla vurarak minik zelzeleler meydana getiren bu hayvanlar, oluşan sismik dalgaların ortamdaki yansımalarını değerlendirerek en ekonomik enerjiyle en uygun tünelleri açar. Bu sayede aşırı enerji kaybına mârûz kalmazlar. Bu kadar ince hesaplar gerektiren bir meseleyi akıl ve şuurdan mahrum körfarelerin ilmiyle veya tabiatla izah mümkün müdür?

Balinalar
Balinaların çıkardıkları çeşitli sesler sayesinde, binlerce kilometre uzaktaki hemcinsleriyle muhaberede bulundukları uzun yıllardan beri ilim adamlarınca biliniyor. Çıkarılan sesleri kategorize eden su biyologları, balinaların ‘klik’ sesleriyle okyanuslarda kendilerine yol bulduklarını gösterdi. Gönderilen ses herhangi bir cisme çarpıp geri döndüğünde balinalar sevk-i ilâhî ile sesin çarpmış olduğu cismin türünü, uzaklığını, hattâ hızını bile tespit edebilmektedir. Seri hâlinde geri dönen sesler beyinde âdeta bir resim gibi algılanır. İnsanlar da tren veya araba sesini birbirinden ayırabilir; ancak vasıtanın uzaklığı veya hızına dâir net bir şey söyleyemezler. Kaşalot balinası, avını tespit ettikten sonra ‘klik’ seslerini yoğunlaştırarak onu kıskıvrak yakalayabilir.

Matematikçi çöl karıncaları
Şimdiye kadar karıncaların polarize edilmiş güneş ışınlarını kullanarak yönlerini tayin ettikleri biliniyordu. Zürih Üniversitesi Zooloji Enstitüsü Direktörü zoolog Prof. Dr. Rüdiger Wehner, çöl karıncalarının sinir sisteminin temel mekanizmalarını ortaya çıkaran çalışmasıyla Nobel’e aday gösterildi. Wehner, karıncaların yuvalarını bulmada adım sayılarını ve uzunluklarını hesaplayıp hesaplamadıklarını tespit için, bu canlıların bacaklarını kısaltma veya uzatma gibi deneyler yaptı. Bu deneyler ile zoolojide son ayların en gözde keşfi yapıldı. Yuvalarına dönüş yolunda ince sert kıllar yapıştırılarak ayakları uzatılan karıncalar, yuvalarında durmayıp daha ileri geçti. Çünkü karıncalar yuvalarından ilk hareket ettiklerinde ayaklarının kısa olması dolayısıyla daha fazla adım atmışlardı. Ayakları uçlarından kesilerek kısaltılan karıncalar ise, yuvalarına varmadan durmaya ve oldukları yerde dönmeye başladı. Çünkü kendi hesaplarına göre o anda yuvalarında olmaları gerekiyordu. Yuvalarından yüz metreden fazla uzaklaşan bu karıncalar, belli ki on binli rakamların çok üstüne kadar sayabiliyor ve bu işi görünürde 0,1 miligramlık minnacık bir beyinle gerçekleştiriyordu. Ayrıca aynı karıncalar, yeni oluşan şartlara da tamamen ayak uydurabiliyordu. Birkaç gün sonra kısaltılmış veya uzatılmış ayaklarına alışan karıncalar yuvalarını tekrar hatasız olarak bulabiliyordu. Bu kadar küçük canlılarda muazzam mekanizmaların çalıştırılması, bu harika davranışların aslâ tesadüf eseri olmadığını açıkça göstermektedir.
 

mehmetkarahanlı

Aktif Üye
Katılım
17 Eyl 2015
Mesajlar
22,965
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Konum
Bursa
Harita ve Yön Bulma

Yelkenli ya da motorlu bir tekne ile denizde seyir halindeyken yönümüzü ve yerimizi bulmamıza yardımcı olan bazı araçlar vardır. Bu araçlar ortaçağda ilk denizcilik deneyimleri ile çok ilkel bir şekilde başlamıştır. Ancak ilkelliğinin yanı sıra çok da başarılı sistemler kullanılmıştır. Bu ilkel araçların ya da sistemlerin başında güneş ve yıldızlar gelir.

Uzun gözlemler sonucunda güneşin doğudan doğup batıdan battığı anlaşılmış ve bu kurala bağlı olarak güneş pusulası yapılmıştır. İlkokul çağlarında gölge çubuğu deneyiolarak bize tanıtılan bu sistem batının ya da doğunun bulunmasında yüzyıllarca kullanılmıştır.
Daha modern sayılabilecek, ancak gene o çağlarda gözleme dayalı bir diğer yöntem ise yıldızları kullanmaktır. Hepimizin temelde bildiği ve yıldız-yön ikilisini görür görmez aklımıza gelen ilk deyim kutup yıldızıdır Herkesin de bildiği gibi kutup yıldızı, kuzey kutbunda bize kuzey yönünü gösteren yıldızdır.Aynı şekilde güney yarımkürede de çeşitli yıldız gruplarına bakılarak güney yönü tayin edilebilir.
Ancak, bizim bildiğimiz bu yöntemler o zamanlar bile oldukça ilkel kalmaktaymış. Ortaçağdan itibaren gökbilimi başladığı anda insanlar yıldız haritaları çıkarmaya başladılar. Bu haritalar yeryüzü haritaları gibi sabit haritalar değildir, çünkü yıldızlar bakılan her noktadan farklı görülür. Bu sebeple bulunduğunuz noktaya ait bir yıldız haritası elinizde olmadığı sürece yönünüzü kesin olarak bulmanız zor olabilir. Şu anda denizlerde seyreden teknelerin hemen hemen hiçbirinde detaylı yıldız haritası veya haritaları bulunmadığını varsayarak bu konuya girmeyeceğiz.
Günümüz teknelerinin hemen hemen hepsinde bulunan GPS sisteminden bahsederek ve her teknede olan haritalar kullanılarak nasıl yön bulunacağı verota çizileceği paylaşacağız.
SEYİR ARAÇLARI
Aşağıda verilen seyir araçları ile teknenin yön bulması sağlanır. Bu araçlar gemilerde köprü üstünde bulunurlar; yelkenli teknelerde ise içeride bulunan Navigasyon masasında; ya da bazen havuzda, dümenin hemen önündeki bir masada bulunurlar.
Pusula
Radar
Haritalar
Elektronik Seyir Araçları
İskandil

harita_1.jpg




HARİTA BİLGİSİ
Harita, dünyanın herhangi bir bölümünün belli bir ölçeğe göre izdüşümü sistemi ile düzlem üzerine çizilmiş şekline denir.
Denizcilikte kullandığımız haritalar;
Denizdeki Akıntı, Derinlik, Dip yapısı, Şamandıralar, Trafik hatları, Kayalıklar, Fenerler, Limanlar, vb. gibi işaret ve yapıları gösteren haritalardır.
Haritaların köşesinde harita kitabesi adı verilen kısımda haritayı tanıtıcı bilgiler bulunur. Bunlar, haritanın adı, hangi ülke tarafından yapıldığı, hangi bölgeye ait olduğu, derinlik ve yükseklik ölçü birimi, izdüşümü sisteminin adı ve haritanın ölçeğidir.
Bunlara ek olarak bir haritanın üzerinde kadem, kulaç, mil ve metre arasında dönüştürme çizgileri ile pusula gülü bulunur. Bu saydıklarımızdan bizim için en önemli olanları ölçek, uzunluk birim dönüştürme çizgileri, pusula ve haritanın hangi bölgeye ait olduğudur. Bu bilgiler kullanılarak mevkilendirme yapılacaktır.
Bütün bu saydıklarımıza ek olarak haritaları üzerinde bazı eklemeler, ya da değişiklikler ve uyarılar bulunur. Bu eklemeler ve değişiklikler ya da uyarılar haftalık çıkan “Denizcilere İlanlar” adlı bir kitapçıkta yayımlanır. Böylece haritalar güncellenmiş olur. Resmi güncellenme için, haritaya bu değişiklikleri bir kaptan ya da zabitin işlemesi gerekir.
Haritaları kullanabilmemiz için ise bazı deyimleri, kelimeleri, ya da işaretleri bilmemiz gerekir. Şimdi bunlara kısa bir göz atalım.

HARİTA ÖLÇÜLERİ
Denizde aldığımız yolun ölçüm birimi deniz milidir. Neden metre, kilometre gibi ölçü birimleri varken deniz mili kullanıldığı hep merak konusu olmuştur. Bu kullanım şeklinin sebebi; bizim karada kullandığımız metrik ölçü birimi bize karada ne kadar yol aldığımızı veya alacağımızı, ya da ne kadar yol kaldığını gösterirken; denize kullandığımız deniz mili ise nerede olduğumuzu belirler. Kısa bir coğrafya bilgisi ve matematik ile bunu şöyle gösterelim;
Ekvatorun çevresi (bir diğer deyişle Dünya’nın merkez çevresi)= 40,000 km.
Dünya yuvarlak ve çevresi 360 derece,
Yani her derece 40.000/360= 111,11111 km.
Bir derece 60 dakika,
halde bir dakika = 111.11111/60 = 1,851 (~1,852) km.
Denizde cm. ile uğraşılmaz diyerek bu 1852 metre olarak alınıyor ve
1 deniz mili (1 nM) = 1852 metre (m) olur.
Çevremizdeki her ölçü birimi onluk düzene bağlı olduğundan, bir deniz milini 10’a bölünce 1852/10 = 185,2 metre eder, buna da Gomina denir.
Deniz mili dışında kullanılan deyimleri ise şöyle sıralayabiliriz;
En çok kullanılan deyim ‘Kulaç’tır. İp ölçer gibi kollarınızı iki yana açtığınızda bir uçtan diğer uca (ortalama) 1,83 cm. eder ki buna da ‘bir kulaç’ denir.
Bir ‘Foot’un yani ‘Kadem’in uzunluğu 30,48 cm. dir.
Bir ‘Inch’, yani ‘Pus’ uzunluğu ise 2,54 cm. dir.

HARİTA OKUMA
Başlı başına bir konu olan harita okuma konusu, ileri teknoloji navigasyon sistemlerini de daha iyi anlamak ve kullanmak için bir ön adımdır. Harita okumada, sadece harita üzerinde kullanılan işaret ve kısaltmaları bilmek yeterli değildir, bulunulan mevkiyi de doğru bir şekilde okumak gerekir.
Mevki Okuma:
Denizde her an için, gezi amaçlı ya da profesyonel yarış amaçlı olsun, mevki bulmak gerekir. Gezerken doğru bulunan mevkiler hayatımızı kurtarabilecekken, yarışırken doğru bulunan mevkiler size yarışı kazandırabilir.
Öncelikle harita üzerinde bulunan bir noktanın koordinatını okumayı görelim.
Coğrafya derslerinden bildiğimiz gibi haritalar enlem ve boylamlara bölünmüşlerdir. Enlem Ekvator’dan kuzeye doğru 90o ye, güneye doğru da 90o ye kadardır. Boylamlar ise 0o den doğuya doğru 180o ye, batıya doğru da 0o den 180o ye kadar toplam 360o dir. Harita üzerinde bir mevki, o mevkinin enlem ve boylamları tespit edilerek belirtilir. Haritanın sağ ve sol kenarı enlem derece ve dakikaları, üst ve altı ise boylam derece ve dakikalarını gösterir.
(hatırlatma: 60 dakika bir derece eder, haritanın sağ tarafındaki 1 dakikalık bölüm 1 deniz mili demektir.)
Mevki belirtilmek istenen noktadan en yakın kenarlara çizilen dik doğruların enlem ve boylamı kestiği noktalarda okunan değerler, o noktanın deniz (veya kara) üzerindeki coğrafi mevkiini verir. Mevki belirtilirken önce enlem sonra boylam değerleri belirtilir.
Örnek; 38o 04’ N 38 derece 4 dakika (North) kuzey enlemi (0 derece Ekvatordur)
26o 21’ E 26 derece 21 dakika (East) doğu boylamı (0 derece İngiltere- Greenwich)

Kuzey yarım kürede tüm enlemler kuzey, İngiltere (GW) nin doğusunda kalan yerler ise doğu boylamındadır. Bizim tüm denizlerimizde enlem daima (N) KUZEY boylam daima (E) DOĞU dur.
Bulunduğumuz yerin koordinatını bildirmek istersek o noktadan haritanın sağına bir dik çiziyoruz ve 38 derece 4 dakika kuzey olduğunu buluyoruz, aşağıya doğru bir dik çizersek de 26 derece 21 dakika doğu olduğunu bulunca mevkiimizi tam olarak bildirebiliyoruz ama bulunduğumuz noktayı haritada doğru olarak işaretlememiz gerek.
Vermiş olduğumuz bilgiyi alan kişi harita üzerinde bu derece ve dakikalardan geçen çizgileri çizerse birleştiği noktayı dolayısıyla nerede olduğumuzu kolayca belirliyebilir.
Haritada bulunduğunuz yer olarak işaretlemiş olduğunuz noktanın doğru olduğundan emin olmanız için seyir esnasında(tekne ile yol alırken) devamlı olarak harita üzerinde nerede olduğunuzu adım adım takip etmeniz, rotanızı kerterizle (belirli noktaları pusula yardımı ile açısal olarak bulmak) devamlı olarak kontrol altında tutmanız gerek.

Haritada kısa ve uzun mesafe ölçme


haritada_mesafe_olcme.jpg



Haritanın iki yanında bulunan enlem ölçüleri aynı zamanda mesafe okumakta kullanılır. Burada unutulmaması gereken önemli bir nokta; mesafe ölçülecek iki noktanın mümkün olduğunca en yakın hizasındaki enlem dereceleri kullanılmalıdır.
Kısa mesafeler, genelde portolonlarda, portolonun altında sağ veya sol köşesinde verilmiş olan ölçekten pergel yardımıyla ölçülür.
Haritada ise gerek uzun, gerek kısa mesafelerde haritanın sağ veya sol kenarında bulunan arz (enlem) taksimatından pergel yardımıyla ölçülür. Enlem taksimatında görülen her derece arası 60 deniz mili mesafe olup her dakika için ise 1 deniz milidir.
 

mehmetkarahanlı

Aktif Üye
Katılım
17 Eyl 2015
Mesajlar
22,965
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Konum
Bursa
Akıllı Telefonlarda GPS ve Navigasyon Çözümleri




Biliyorsunuz uzun süredir gps cihazlarına merak salmış durumdayım. Gerek mesleğimle alakalı olduğundan, gerekse yaptığım bisiklet turlarında duyduğum ihtiyaçtan dolayı bu konuyu araştırdıkça araştırıyor, ihtiyaçlarıma ürettiğim çözümlerden elde ettiğim deneyimleri fırsat buldukça sizlerle paylaşıyorum.
Gps cihazı olarak keşiflerde ihtiyacım olan tüm fonksiyonları öğrendim diyebilirim. Bir de günümüz teknolojisinde almış başını giden cep telefonları var. Renkli ekrandı, internetti derken bir çok farklı elektronik cihazın komplike bir şekilde cep telefonlarına entegre edildiğini görüyoruz. Uydu aracılığı ile konum belirleme sistemi de buna dahil olalı epey oluyor. Baştan belirteyim üretim amacı dışında fonksiyonları barındıran cihazlara pek sıcak bakmam. Çünkü bu cihazlar sadece amacı doğrultusunda üretilen cihazlar kadar fonksiyonel değillerdir.Günümüz akıllı cep telefonları bir çok cihazın yaptığı ana özellikleri yapabiliyor fakat gerek boyutları ve gerek kısıtlı donanımları nedeniyle tek tek o cihazların işlevselliklerini ve performanslarını veremiyorlar. Fakat gel gelelim cep telefonlarının her an yanımızda olması ve ihtimal verilmeyecek bir anda bünyesinde bulundurduğu bir fonksiyonun ihtiyacımızı karşılaması çok büyük bir avantajlarıdır.

Şu son çıkan cep telefonları modellerinden, içerisinde geliştirilebilir işletim sistemi bulunan, dokunmatik ekranlı cep telefonları daha önceki jenerasyonlara göre çok daha kullanışlılar. Şuan bu sektörde iki ezeli rakip var. Google’ın geliştirdiği açık kaynak kodlu Android işletim sistemi ve sadece iphone cihazlarında bulunan İOS. Fark ettiyseniz telefon markalarından ziyade işletim sistemleri üzerinde duruyorum. Evet günümüzde donanımdan ziyade yazılımın gücü ön plana çıkıyor. Donanımı gücünü artık bir çok firmada bulunabilmekte.Fark yaratan ise bünyesinde bulundurduğu işletim sistemi oluyor. İşletim sistemi ile beraber bu işletim sistemleri için yazılmış programlarda o sisteme değer katmakta… İphone’un daha köklü bir geçmişe sahip olmasının getirdiği avantaj ile program arşivi ve ios için yazılmış program sayısı çok daha fazla… Fakat Google’ın geliştirdiği android işletim sistemi de kısa zamanda marketini geliştirdi ve şu aşamada asgari ihtiyacı fazlasıyla karşılıyor. Günden güne market içeriği daha da gelişiyor.

Neyse bu kadar teknolojili laf salatasından sonra asıl konumuza girelim yavaş yavaş… Yeni bir cep telefonu ihtiyacım doğmuştu. Telefon alırken yaptığım araştırmaları, ne gibi özellikler aradığımı teker teker yazmayacağım yoksa bu yazı bitmez… Sadece aşağıda yazacaklarımı Samsung Galaxy S Plus (GT9001) cep telefonuyla denediğimi bilin yeter…
Edindiğim cep telefonunda da şebeke desteğinden bağımsız bir gps alıcısı ve ”G” sensörü bulunmakta. Açık alanda yön tayini yapabilmek ve sağlıklı bir şekilde yol alabilmek için konum bilgisinden çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Harita ve yol verileri olmadan boş bir zemin üzerinde konum bilgilerimizin pek bir anlamı olmuyor… Haritalar, içinde bulundurdukları verilere göre kullanışlılığı artmakta. Daha önceden yayınladığım yazılarda dijital haritalarla alakalı etraflıca bilgilere ulaşabilirsiniz. Cep telefonlarının gps özelliği olarak, gps cihazlarından farklı olarak en belirgin farkı çeşitli kablosuz ağ bağlantıları sayesinde internet erişimine sahip olması… İnternet bağlantısı sayesinde şebeke sinyalinin aldığı her yerden istediğiniz bilgilere ve çeşitli rotalara ulaşabiliyorsunuz. Bunlar bir yana bilgisayar ile olan veri alış-verişi bile bluetooth aracılığı ile çok daha kolay. Kablo ile uğraşmak bir süre sonra eziyet haline geliyormuş onu gördüm…
Telefonun genel anlamda uyduya bağlanma hızı oldukça iyi. Ancak nadiren anlamsız şekilde uyduya bağlanmadığı zamanlarda oluyor. Hava açık, bulut yok, açık bir alanda olduğum halde bazen dakikalarca uydulara bağlanmasını beklediğim zamanlar olmuştur. Ama genelde birkaç saniye içinde uyduya bağlanıyor. Dijital pusula yeteri kadar hassas… Gps sürekli açık konumda ve iz kaydı alırken pil ömrü ciddi ölçüde düşüyor. Gerekmedikçe iz kaydı almamanızı öneririm. Yoksa hiç olmadık bir yerde navigasyon desteğinden mahrum kalabileceğiniz gibi telefonunuzu da gerektiği an kullanamayacaksınız. Sadece yol ayrımlarında ve yolu şaşırdığınız durumlarda telefonun gps inden faydalanmak yeterli oluyor.
Peki bu gps özellikli cep telefonları gps cihazları kadar işlevsel mi?
Konuyu başlık başlık inceleyelim…
Dayanıklılık:
Özellikle outdoor sporları için üretilmiş el gps cihazları özellikle suya, toza, şoka (kısaca çevresel faktörlere) karşı dayanıklı olarak üretilmişlerdir. Bu sebeple kasaları sert plastikten olup en dış katmanında kauçuk kaplamalar bulunur. Arka kapağın kapanması daha karmaşıktır. Bir cep telefonundan bu kadar dayanıklılık beklemek pek doğru olmaz… Cep telefonlarını çevresel faktörlerden sakınmak gerek. Fakat outdoor sporlarda kullanım için özel üretilmiş az çeşitte olsa telefon modelleri bulunmakta… Açıkçası yakından inceleme fırsatım olmadı ama normal bir cep telefonundan daha dayanıklı, bir gps cihazından daha narin olduğunu düşünmekteyim…

Tabii outdoor faaliyetleri için yeterince dayanıklı olmayan akıllı cep telefonları için de çeşitli çözümler üretilmiş durumda. Akıllı cep telefonlarının ön yüzünün neredeyse tamamı ekran olduğundan cam çizilmesi de ayrı bir derttir. Bu camların çizilmesini engelleyen şeffaf folyolar işe yarıyor. Telefonun düşmesine karşın kasayı koruyan kauçuk kasalar bulunmakta. Bir de yeni teknolojik gelişmelerde cep telefonlarına su yalıtımı sağlayan yeni nesil bir kaplama üretildiğini okumuştum. Yakında vitrinlerde görebiliriz.
Ergonomi ve Ekran :
Bu konu gps cihazını ne tip bir faaliyette kullanacağımıza göre farklılık gösterir. Örneğin bisiklet sürüşlerinde bisiklet aparatı ile gps cihazı kullanımı, cep telefonu kullanımına göre daha rahat oluyor. Cep telefonları için bisiklet aparatı bulmak zaten büyük sıkıntı. İphone için yapılmış aparat çeşidi diğer markalara göre hayli fazla. Bunun dışında telefon ekranı daha büyük olmasına karşın gps cihazlarının ekranı daha okunaklı. Cep telefonları için yazılmış gps uygulamaları ve harita görüntüleri oldukça detaylı ve estetik olmakla beraber belirli bir mesafeden okunması zor . Bu sebeple gidon üzerinde bulunan bir gps cihazının büyük fontlu yazılar ve tombul karakterler sayesinde 3’’ boyutundaki ekranından okumak, detaylı ve estetiği bulunan ince hatlarla oluşturuşmuş bir haritayı 4’’ boyutundaki cep telefonu ekranından okumaktan çok daha kolay oluyor. Cep telefonuyla yön belirlemek için durduktan sonra yön tayini yapmak daha sağlıklı. Aksi halde sürüş güvenliği tehlikeye giriyor.

Fakat dağ yürüyüşü v.b. faaliyetlerde cep telefonu ekranındaki verileri seçmek daha kolay. Bu gibi faaliyetlerde cep telefonundan yön tayini yapmak kullanışlı olabilir. Yine de telefonu düşürmekten ve su temasından sakınmak gerek
Açık havada ve özellikle güneşli günlerde ekran parlaması cep telefonu ekranlarında daha belirgin oluyor. Hem cep telefonunun ekranını çizilmekten koruyan hemde gelen güneş ışınlarının büyük bir bölümünü yansıtmayan mat, ekranı koruyucu filmler bulunuyor. Ben kullanıyorum evet işe yarıyor.
Ekran konusunda bir diğer önemli husus ise eldiven ile kullanım. El gps cihazlarının bir kısmı hala butonlar ile kontrol edilirken bir kısmı da dokunmatik ekran modasına uymuş durumda. Dokunmatik ekran olan modelleri oldukça başarılı buluyorum. Fakat burada da iki farklı teknoloji ile karşılaşıyoruz. Kapasitif ve rezisif ekranlar. Gps cihazlarında halen rezisif (basınca duyarlı) ekran kullanılmakta. Kapasitif ekrana nazaran birçok dezavantajı olmasına karşın eldiven ile kullanım mümkün. Kapasitif ekranlar yeni nesil cep telefonlarının olmazsa olmazlarından. Ekrandan seçim yapmak, çoklu seçim yapmak v.b. fonksiyonlar çok çok daha kolay. Fakat buna karşın eldiven ile kullanımı pek mümkün değil. Yani soğuk havalarda aktivite esnasında kapasitif ekranlı cep telefonları ile navigasyon yapmak çok daha zor olacak. Bir de kapasitif ekranlı telefonları ıslak elle kullanabilmek pek mümkün değil. Deneyin göreceksiniz!
Pil Ömrü:
Bir cep telefonu ile bir gps cihazının ayni özelliklerini kullandığımızda cep telefonunun pil ömrünün gps cihazına nazaran ortalama 3′te 1 oranında olduğunu söyleyebilirim. Cep telefonunda gps alıcısı ve iz kayıt ozelligi acıkken ortalama 5-7 saat arasinda pil bitmektedir. Kullandığınız program açıkken telefonu tuş kilidine almak işleri kolaylaştırıyor. Konum bilgisi gerektiğinde tuş kilidini açtığınız an navigasyona başlayabilirsiniz. Tuş kilidi altında gps alıcısı kullanılmadığından ve ekran da kapalı konumda olduğundan dolayı batarya ömründen ciddi derecede tasarruf etmiş olursunuz. Diğer türlü tuş kilidini aç, programı bul, açılmasını bekle, konumun belirlenmesini beklemek yön bulma süresini ciddi miktarda uzatıyor…

Haritalar:
Satın alınan dijital haritalarda aslında pek bir fark yok gibi. Detaylar neredeyse aynı. Görsel olarak farklılıklar olabilir. Son zamanlarda cep telefonu haritalarında 3 boyutlu bina modellerininde bulunması bizler için bir avantaj sağlar mı? Tartışılır…


Bir yandan da cep telefonunda hem şehir haritalarını hem de topoğrafik haritayı aynı anda kullanabileceğim yüklenebilir bir harita ya da program bulamadım. Bu ne işe yarar? Özellikle dağlık bir coğrafyada daha ne kadar tırmanacağınızı, dağın hangi yamacından yol izleyeceğimizi, ne kadar inişi yapacağımız gibi bilgileri verebilir. Bu da bizim motivasyonumuzu arttırır. Aslında google maps servisinin ‘’Terrain’’ katmanı bahsettiğim özelliğe çok benziyor fakat verileri internetten eş zamanlı olarak aldığı için, internet erişiminin olmadığı yerlerde servisten faydalanabilme imkanımız bulunmuyor. Bir de eş yükselti eğri çizgileri çok ince olduğundan okunması dikkat istiyor… Neyse bu diğer yazının konusu.



Cep telefonlarını harita konusunda gps cihazlarına nazaran bir adım ileri taşıyan nokta kablosuz internet bağlantıları sayesinde online harita ve uygulamalardan faydanabiliyor olmamız. Gps cihazı kullanırken, keşif esnasında cihazda bulunan dijital harita ve cihaza yüklediğimiz kendi çalışmalarımızdaki bilgilerle sınırlıyız. Cep telefonunda biraz daha özgür olduğumuzu söyleyebiliriz. İnternet erişiminin sağlandığı her yerden online haritalara, uydu görüntülerine ve internette bulunan herhangi bir servise ulaşabilme imkanımız oluyor. Pc başındaki başka bir arkadaştan navigasyon desteği bile alabilmemiz mümkün ! Keşif çalışmaları sırasında faal olarak kullandığımız google earth programını da bir çok cep telefonunda kullanabilmekteyiz. İşte konunun bu kısmı fazlasıyla dallanıp budaklanmakta. Bir sonraki konu cep telefonlarında kullanabileceğimiz gps uygulamaları ve haritalar ile alakalı olacak.
 

mehmetkarahanlı

Aktif Üye
Katılım
17 Eyl 2015
Mesajlar
22,965
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Konum
Bursa
Android İşletim Sistemileri İçin Gps Uygulamaları




Daha önceden akıllı telefonlarda gps ile yön bulmanın işlevselliği hakkında bilgilerimi ve tecrübelerimipaylaşmıştım. Tecrübelerim android işletim sistemi olan samsung marka bir cep telefonuna dayanmaktaydı. Şimdi biraz daha detaya inip android işletim sistemli cep telefonlarında navigasyon hizmeti veren programları genel olarak inceleyeceğiz. İphone için gps programları hakkında bilgim yetersiz olduğundan herhangi bir yazı yazmayı şimdilik düşünmüyorum.
Android işletim sistemi ile çalışan telefonumda kullandığım ve memnun kaldığım programları teker teker inceleyelim.
Google Maps


Neredeyse tüm akıllı telefonlarda bulunan uygulama haritaları göstermek için, yol tarifi alabilmek ve yer arayabilmek için internet bağlantısına ihtiyaç duyuyor. Google sunucularından çektiği uydu görüntüleri, sokak haritaları ve sokak haritası üzerine bindirilmiş arazi haritası oldukça işlevsel. Türkiye sokak haritası oldukça detaylı ve para ile satın alınan haritalar kadar güncel olduğunu söyleyebilirim.
Haritada gezinmek, yakınlaştırıp uzaklaştırmak, haritayı döndürebilmek ya da yere 45 derece açılı şekilde otomobil modunda seyredebilme işlevleri oldukça kullanışlı. Google maps programı ile garmin gps cihazıma taş çıkartırcasına kaliteli ve sağlam yol tarifi verdiğini de eklemek isterim.
Bu kadar çok kullanıcısı olan Google Maps programına Google, farklı farklı özellikler kazandırır. Mesela Google’ın ”Street View on Google Maps” eklentisi ile google maps programı üzerinden gerçek zamanlı yön bulma teknolojisi farklı bir boyuta taşınmış. Bulunduğumuz yerde Google’ın street view özelliği varsa sokaklar arasında yol alırken telefon ekranında da daha önceden çekilmiş 360 derece panaroma görüntülerle ilerlenebiliyor. Böylelikle yön duygumuzu çok daha güçlü şekilde yol alabiliyoruz. (Gerekli mi? Bence değil.)
Uydu görüntüleri daha çok kırsal alanda işe yarıyor. Tabii internete bağlanabilirseniz…. Keza arazi haritasında da durum aynı.
İnternet bağlantısından bahsetmişken artık Google Maps ile 28×28= 784 km²’lik bir alan içinde, sokak haritalarını cep telefonumuza indirebiliyoruz. Şehir içinde internet bağlantısı artık pek sorun olmadığından çok fazla kullandığım bir fonksiyon değil.
Telefonunuzda pusula fonksiyonu için gerekli olan donanım mevcut ise haritada yönünüzü hassas bir şekilde gösterebiliyor ya da haritayı yönünüze göre kalibre edebiliyorsunuz.
”Haritalarım” uygulaması da oldukça işlevsel. Google earth üzerinden ya da başka programlar/siteler aracılığı ile çizdiğiniz rotaları Google Maps sitesindeki hesabınıza yüklediğiniz taktirde Google Maps programındaki ”Katmanlar” bölümünde yer alan ”Haritalarım” başlığına girdiğinizde Google Maps hesabınıza yüklediğiniz rotaları haritanız üzerine bindirebilir ve bunları referans alarak keşif yapabilirsiniz.
Konumunuzu ya da istediğiniz bir noktayı Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarla beraber email, sms gibi bir çok iletişim yolu ile anında paylaşıp istediğiniz kişilere konum bilgilerini gönderebilirsiniz.
Bir de anlık olarak konum paylaşma fonksiyonu var. Google Latitude. (insan daha kolay bir isim koyar di mi?) Bu fonksiyon ile gmail hesabınızdaki istediğiniz kişilerle konum bilginizi paylaşabilir, aynı uygulamayı kullanan diğer arkadaşlarınızın konum bilgilerine erişebilirsiniz.
Google Maps programı, internet bağlantısının bulunduğu yerlerde oldukça başarılı işler çıkaran sağlam bir navigasyon programı diyebiliriz.










My Tracks

My Tracks programı telefonun gps modu açıkken iz kaydı almaya ve nokta atabilmeye yarayan en stabil ve kullanımı kolay programların başında yer alıyor. İz kaydı alırken altlık haritaları google’ın harita sunucularından çekiyor. Yani harita alternatifleri Google Maps ile benzerlik gösteriyor. Fakat işletme, yer adı v.s. arama fonksiyonu yani navigasyon özelliği bulunmuyor. Harita üzerinde görülen konum belirten ok aynı zamanda yöneldiğiniz doğrultuyu gösteriyor. Eskiden yön bilgisi düzgün çalışmıyordu fakat son sürümünde bu sorunu büyük ölçüde aşmışlar .
Program iz kaydı almanın yanında yol bilgisayarı özelliği ile yol verilerini de bize geniş ekrana sığdırılmış çok sayıda küçük bölmelerde sunuyor. Programın bir diğer güzel özelliği ise mesafe/yükseklik v.b. grafikleri okunaklı ve anlaşılır bir biçimde göstermesi.
Aldığımız iz kayıtlarını direk google maps, google doc hesaplarınıza yükleyebilir, ekli mail olarak istediğiniz kişiye gönderebilir, google maps hesabınıza gönderdiğiniz haritanın linkini sosyal ağlarda ve ya birçok iletişim yolu ile kolaylıkla paylaşabilirsiniz.
(Küçük bir bilgi vereyim. My Track programı ile aldığınız iz kaydını Google Maps hesabımıza yükledikten sonra Google Maps programından ”Haritalarım” menüsünden ekrana taşıyabiliriz. Ya da bizden bir süre sonra aynı yolu geçmesi gereken ve benzer özelliklerde bir cep telefonu bulunan arkadaşa gönderebilir ve bu sayede arkadaşımızın bizi eliyle koymuş gibi bizi bulmasını sağlayabiliriz.)
Program, altlık harita için internet bağlantısına ihtiyaç duysa da, iz kaydı ve nokta atma, yol bilgisayarı ve yükseklik grafiği gibi sadece gps sinyallerini işleyen fonksiyonlar için sadece gps sinyallerini sağlıklı bir şekilde alabilecek açık bir alanda bulunması yeterli oluyor.
Uzun süreli iz kaydı almak cep telefonunun şarjını ciddi ölçüde düşürmektedir. Bu bilgiyi de aklınızın bir köşesinde bulundurun.
















Google Earth

Google Earth programını bilgisayar ortamında daha çok haşır neşir olmuşuzdur. Hele ki ben yeni yerler keşfetme, rota çizmede gramkullandığım yegane programdır.Google Earth’ü Google Maps’ten ayıran en önemli özellik olan 3 boyutlu arazi modellemesi programın android versiyonunda da bulunuyor. Bu programda sadece uydu görüntülerini kullanabiliyoruz.
Program yer yüzünü 3 boyutlu gösterdiği için giriş ve bazı orta seviye cihazlarda çalışmaması muhtemel.
Harita üzerinde gezinirken çeşitli katmanları aktif hale getirerek baktığımız yer hakkında detaylı bilgilere ulaşabiliyoruz. (Panaromio, wikipedia). Programın menüsünde bulunan ” Google Earth Galerisi” ile daha bir çok eklentiyi program ile eşleştirebiliyorsunuz. Ben en çok wikiloc eklentisini kullamıyorum.
Ekranın sol alt köşesindeki buton tercihe göre iki farklı amaca hizmet edebiliyor. Bunlardan biri, buton aktif hale getirildiğinde parmağımızı ekranda gezdirerek haritayı üç boyutlu görüntüleyebiliyoruz. Aynı işlevi buton aktif halde değilken iki parmağımızı harita üzerinde aşağıya doğru çektiğimizde görüntüyü yukarı doğru hareket ettirerek de sağlayabiliriz. Diğer fonksiyon ise, butonu aktif hale getirdiğimizde telefonda bulunan hareket sensörleri ile telefonumuzu tuttuğumuz şekilde harita da yer yüzüne uygun şekilde gösteriliyor. Örneğin önümüzde dağ var ve telefonu dağa doğru yönelttiğimizde ekranda görülen harita görüntüsü yatarak bize bulunduğumuz yerden dağın görüntüsünü gösterebiliyor. Telefonu başka bir yere yönelttiğimizde harita da o yönde dönüyor.Telefonu yere doğrulttuğumuzda haritamız tepeden görünüşe geçiyor. Bu özelliğin performansı ve işlevselliği tamamen telefonunuzda bulunan sensörlerin ve işlemcinin performansıyla doğru oranltılı.
Gps özelliği olarak sadece konum bilgisine erişebiliyoruz. Yol bilgisayarı, iz kaydı, konum bilgisi paylaşma, navigasyon özelliği google earthte bulunmuyor. Sadece seyirlik bir program diyebiliriz.
Konum bilgisi hariç tüm verilere internet bağlantısı üzerinden erişilen program, üç boyutlu görüntü nedeniyle telefonu birazcık zorlamakta ve uzun süre kullanımlarda telefonun ısınmasına sebep olmakta. Haliyle uzun kullanımlarda şarj ömrü ciddi ölçüde düşüyor.

NavigonNdrive – İgo My Way



Bu ve buna benzer programları, bulunduğunuz ülke veya bölge için üretilmiş haritaları satın alıp telefonun hafızasına yükleyerek kullanabilirsiniz. Bir süre, telefonumda kırık olarak Ndrive programı ve haritasını bulundurdum. Sonra kullanmadığımı ve ihtiyaç duymadığımı fark edince silmekte sakınca görmemiştim. Şu an benim bildiğim Türkiye’de 3 harita sağlayıcı firma var. Başarsoft ise bu üç harita sağlayıcı firma arasında günümüzde en popüler olanı. Zaten google maps üzerinden ücretsiz olarak harita ve navigasyon hizmeti alırken, cihazımda ciddi yer kaplayan, her ülke ya da bölge haritası için ekstradan ücret ödemem gereken ve güncellemeleri takip etmem gereken bir sistemi cihazım da bulundurmak şu aşamada bana çok mantıklı gelmedi. Kullandığım Ndrive programı da bana çok işlevsel gelmemişti. Doğru dürüst nokta atamamış, yön bulmada güçlük çekmiştim. Sokak haritası ile topoğrafik haritayı üst üste bindirebilme şansım da bulunmuyordu. Benzer bazı programlarda haritanın içeriğine göre binalar, kavşaklar v.s. üç boyutlu görülebiliyor.
Haritalar ve programlar daha çok otomobil navigasyonuna yönelik olarak geliştirdiği için bana çok kullanışlı gelmemişti.
Wikiloc

Bu program yön bulmaktan ziyade iz kaydı almak ve yaptığımız faaliyeti belirleyerek Wikiloc adresindeki hesabımıza yüklenmesine yarıyor. Ara yüz oldukça şirin. Kullanımı kolay ve sade bir program. Program gittiğimiz güzergahın yükselti/mesafe grafiği çizebiliyor ve çeşitli yol verilerini hesaplayabiliyor. Bu verilere parkurda çektiğiniz fotoğrafları da ekleyerek parkur hakkında daha derinlemesine bilgi verebilme imkanı bulunuyor.
Eğer çevrenizde gitmekten keyif aldığınız parkurlar var ise bu program, parkurları paylaşmanın en kolay yollarından biri. Yine benzer amaca hizmet eden Map My Ride, Sports Tracker, Endomondo, v.b. iz kaydı alan ve paylaşım için çeşitli sunuculara yükleme yapan programlar var fakat Wikiloc’u diğerlerinden ayıran en önemli özellik parkurların Google Earth katmanlarında yer alması. Bunun önemi nedir? Önceden de bahsettiğim gibi, ben rota çizerken en çok Google Earth programını kullanırım. Uydu görüntüleri, yer şekilleri ile beraber Google Earth’ün çeşitli katmanları bölge hakkında bana derinlemesine bilgi sahibi olmamda yardımcı olur. Benim için bu katmanların en önemlileri Panaromio, Google Earth Community ve Wikiloc’tur. Wikiloc sayesinde tur yapacağım bölgede bulunan çeşit çeşit rotalar hakkında bilgi sahibi olurum. Hatta Toroslarturumu sırf Wikiloc’da bulduğum bir rota üzerinden yapmıştım.


Orux Maps


Eveeet android işletim sisteminde en çok işime yarayan ve kullandığım süre zarfında işlevselliğini giderek arttıran en sağlam programlardan birine geldik. Orux Maps…
Orux Maps ile tanışmam Kamil Alev’in www.bisikletkeyfi.com sitesindeki ”Outdoor Meraklılarına Raster Haritalar” başlıklı yazısıydı. Uzun süredir böyle bir program arıyordum.
Orux Maps programı çeşitli çevrimiçi haritaları sunuculardan çekip telefona kaydederek faaliyet sırasında internet bağlantısı veya GSM bağlantısı gereksinimini ortadan kaldıran, böylece kullanım anında pil tüketiminden tasarruf sağlamakla beraber kapsama alanı dışındaki dağlık alanlarda da çevrimiçi haritaların internet gereksinimini gideren en işlevsel android tabanlı gps programıdır diyebilirim.
Orux Maps bir çok çevrimiçi haritayı görütüleyip cihaz hafızasına indirebiliyor. Çevrimiçi haritalarda en revaçta olan Google Earth uydu görüntülerini indirebilmesi, bir çok gps ve harita programından kendisini ayıran en önemli özelliği. Fakat maalesef en güncel görüntüler kullanılmıyor.
Çevrimiçi harita indirebilmenin yanında iz kaydı ve detay noktaları alabiliyor, bunları kmz,kml ve gpx gibi farklı formatlara kaydedebiliyor ve bu kaydedilen izlekleri çeşitli iletişim platformları aracılığı ile paylaşıma açabiliyoruz. Kendi çizdiğimiz kmz,kml ve gpx formatındaki rotaları okuyabiliyor ve haritamız üzerine yerleştirebiliyoruz. Hatta ve hatta Orux Maps programı ile kendi rotamızı da çok zorlanmadan çizebiliyoruz. İşte bu özelliği yapabilen başka bir program bilmiyorum. Gps cihazımda bile rota çizemiyorum.
Programın pusula fonksiyonu da oldukça hassas çalışıyor. Orux Maps’in yol bilgisayarı menüsüne pek ihtiyaç duymadığımdan dolayı pek kullanmadım. İncelediğim kadarı ile veri pencereleri gayet okunaklı ve veriler yeterince hassas.
Programın multitrack adlı bir özelliği mevcut. Bu özellik sayesinde siz keşif yaparken, antrenmandayken v.s. istediğiniz kişiler sizi gerçek zamanlı olarak internet üzerinden konum değişikliklerinizi izleyebiliyor. Fakat bu özelliği kullanabilmeyi daha başaramadım.
Programın bana göre tek dezavantajı ilk kurulumun ardından çeşitli ayarların düzenlenmesi. Programı ilk kurduğumda çok işlevsel görmemiştim. Bünyesinde bir çok ayar mevcut. Kendi kişisel ayarlamalarınızı yaptığınızda programa bir süre sonra alışıyorsunuz ve programın ne kadar detaylı hazırlanmış olduğunu anlıyorsunuz.




















































Yazının sonuna gelmişken bir kaç bilgi daha vereyim. Yukarıda yazdığım program ve daha bir çoğunu
www.play.google.com adresinden ücretsiz indirebilirsiniz. Programların çoğu ara ara güncelleniyor ve dilerseniz bu güncellemeleri otomatik olarak yükleyebiliyorsunuz. Mobil işletim sistemleri için yazılmış bu gps programları için hep tüm işlevleri gerçekleştirebilecek tek bir program olmasını dilemişimdir. Bu programların her biri ile ayrı ayrı uğraşmak kullanıcı olarak beni ve bizleri yormakta… Kim bilir belki yakın bir zamanda bu gereksinimi karşılayacak çok daha sağlam bir program markette yerini alır. Şimdilik benden bu kadar. Gps’den fazla yola bakın. En güncel veriler gerçek hayattadır ;)
 

Bilgi / İnfo

satcafesi.net kar amacı gütmeyen bilgi & paylaşım üzerine kurulu ücretsiz bir forum sitesidir,Üyeler her türlü bilgiyi,dosya,video,resim,vs. önceden onay olmadan paylaşabilmektedir,bunedenle oluşacak herhangi bir illegal paylaşımdan satcafesi sorumluluk almamaktadır,T.CK.na aykırı paylaşım görüldüğünde iletişim kısmından bizlere bildirmenizi rica ederiz.

Yasal Haklar

Foruma gönderilen mesajlardan öncelikle mesaj sahipleri sorumludurlar. Forum yöneticileri başkalarının mesaj veya konularından sorumlu tutulamazlar. Ancak yasal nedenlere bağlı herhangi bir şikayet durumunda, yetkililer bilgilendirildiği takdirde ilgili düzenleme yapılacaktır.
Üst