Güncel Oyun Haberleri 19 Aralık 2015

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Gran Turismo serisinin toplam satış rakamları açıklandı![/h][h=2]Rakamları duyunca kulaklarınıza inanamayacaksınız.
[/h]Geliştirici ekip Polyphony Digital’ın kendi sitesinden açıkladığı bilgilere göre 30 Eylül 2015 tarihi itibariyle Gran Turismo serisi toplamda, tamı tamına 76.5 milyon adet kopya sattı.

Sitede yer alan diğer bilgilere göre serinin en çok satan oyunu, PlayStation 2 platformuna çıkışını yapmış olan 2001 yapımı Gran Turismo 3 oldu. 14.89 milyon gibi çok uçuk bir satış adetine ulaşan yapım, geliştirici ekibin yüzünü en çok güldüren oyunlardan biri oldu. İşte toplam 10 oyundanoluşan Gran Turismo serisinin; kronolojik sıraya göre dizilmiş, 30 Eylül 2015 tarihine kadar satılmışkopya adetleri:

• Gran Turismo – 10.85 milyon
• Gran Turismo 2 – 9.37 milyon
• Gran Turismo 3 A-Spec – 14.89 milyon
• Gran Turismo Concept Series – 1.56 milyon
• Gran Turismo 4 Prologue – 1.4 milyon
• Gran Turismo 4 – 11.76 milyon
• Gran Turismo 5 Prologue – 5.35 milyon
• Gran Turismo PSP – 4.66 milyon
• Gran Turismo 5 – 11.94 milyon
• Gran Turismo 6 – 4.7 milyon
• Toplamda – 76.49 milyon

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Crackdown 3 temalı Xbox One kontrolcüsünün tasarımı tamamlandı![/h][h=2]Oyunun meraklılarına duyurulur.
[/h]Reagent Games tarafından geliştirilen ve 2016’nın ortalarında oyuncularla buluşacağı öngörülenCrackdown 3, şu anda sadece Xbox One platformuna duyurulmuş olan oyunlar arasında en çok merak edilen yapımların başında geliyor.

Yapımcı ekibin daha önceden oyunla birlikte çıkacağını duyurduğu Crackdown 3 temalı Xbox One kontrolcüleri, oyunun en az kendisi kadar merak uyandıran ve kullanıcıları heyecanlandıran etkenlerden biriydi. Nihayet bugün, oyunun resmi internet sitesi üzerinden yayımlanan bir takımgörsellerle su yüzüne çıkarılan Crackdown 3 temalı kontrolcü tasarımları, oyunun meraklılarınınbeğenisine sunuldu. Yapımcı ekibin açıklamasına göre sınırlı sayıda üretilecek olan cihazlar, herhangi bir umumi market üzerinden satışa sunulmayacak. Yani kontrolcüyü kazanabilmenin tek yolu, oyunun resmi internet sitesini sıkı sıkı takip edip, olası bir fırsatı kaçırmamak olacak.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Star Wars: Battlefront, yeni filmin şerefine iki katı tecrübe puanı dağıtacak![/h][h=2]Hafta sonu güç, iki katı sizinle olsun.
[/h]17 Kasım 2015 tarihinde; PC, PlayStation 4 ve Xbox One platformlarına çıkışını gerçekleştirmiş olanStar Wars: Battlefront, serinin yeni filmi Star Wars: The Force Awakens’ın çıkışının şerefine, hafta sonuna özel iki katı tecrübe puanı dağıtacak.
EA’in Twitter üzerinden yaptığı açıklamaya göre, 18 Aralık 2015’te başlayıp, 21 Aralık 2015’te bitecek olan etkinlik, oyunda bulunan tüm oyun modlarını kapsayacak ve oyuncuların oyunda yer alan bir çok zırha ve Star Kart’larına daha erken erişebilmesini sağlayacak.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]The 100’ın 3. sezon posteri yayımlandı![/h][h=2]Sisler içinde yıkılmış bir şehir…
[/h]The 1oo’ın üçüncü sezon için ilk fragmanının ardından şimdi de üçüncü sezon posteri yayımladı.Yayımlanan posterde değişim geçiren Clarke sisler içerisindeki yıkılmış bir şehre doğru bakıyor.Burası neresi olabilir? Işıklar şehri mi? Posterde ayrıca “Gelecek, hayatta kalmaktan çok daha fazlası” notuna yer verilmiş. The 100’ın 3. sezonu 21 Ocak 2016 tarihinde başlayacak ve savaş daha da büyüyecek.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Star Wars: The Force Awakens İnceleme[/h][h=2]Hem de spoiler olmayan bir inceleme.
[/h]Elimden geldiğince az spoiler ile anlatmaya çalışacağım filmi, yazıda minimum seviyede spoiler olabilir. Baştan uyarayım.
2002 yılıydı, annemle izlediğim ilk Star Wars filmi tüm serinin belki de en vasatı olan Klonların Saldırısı filmine gitmiş, yaşımın verdiği acemilikle elbette hiçbir şey anlamadan ayrılmıştım salondan.Sonrasında bütün seriyi baştan sonra izledim. 2000’lerde çekilen prequel üçlemeden ziyade ilk çekilen efsane üçlemeyi bağrıma bastım hep bu zamana kadar. Benim için Star Wars Han Solo’ydu, acemi Jedi Luke Skywalker’dı, Darth Vader’dı. Ve hepsinden öte Tatoonie’deki o iki güneşle başlayan o sonsuz evreni önümüze koyan George Lucas’ın eşsiz hayal gücüydü.

Bugün The Force Awakens’tan çıkarken ise zerre memnuniyetsizlik yok içimde. Baştan söyleyeyim, JJ Abrahams mükemmel bir film çekmiş. Eski üçlemeyi hatim etmiş. Üzerine filmi çağın sinema laneti olan görsel efektlere boğmamış, sade görsellerle yeni karakterleri kusursuzca anlatmış. Üzerine bir de oynatmış. Prequel üçlemedeki Anakin’i oynayan abiyi hatırlayın. Hatırladınız ve midenize bir ağrı girdi değil mi? Abrahams o hataya düşmemiş, seçilen oyuncular ve karakter gelişimleri mükemmele yakın olmuş.
Peki film, iyi bir Star Wars filmi mi? İşte burada mideme az da olsa bir ağrı giriyor. The Force Awakens konu ve işleniş olarak A New Hope’un birebir aynısı. Bakın gönderme şeklinde değil bu. Film ilk çekilen Star Wars filminin 2015 Aralık ayı versiyonu olmuş. Bu kötü bir şey mi? Değil elbette. A New Hope’u çok severim, favori Star Wars filmimdir hatta. The Force Awakens’ı da çok sevdim. Ancak filmden çıktığımda o sonsuz memnuniyete rağmen filmde bir şeyler eksik olduğunu biliyordum. Ve o eksiklik maalesef filmin orijinal olamamasından kaynaklanıyor. Film, A New Hope’a çok fazla benziyor olsa da onun hayal ettirdiği o sonsuz tablodan mahrum.

Abrahams yeni bir seri çekiyor ve The Force Awakens bu serinin ilk bayrak taşıyıcısı. Bunu aklımızdan çıkarmadan izlemek lazım filmi. Film bizlere karakterleri yavaş yavaş tanıtıyor, geliştiriyor ve veda etmeden seyirciye fısıldayarak, ”bu karakterlere iyi alış, her şey daha yeni başlıyor.” demeyi ihmal etmiyor. Filmin A New Hope’a olan benzerliği karakter gelişimlerinde de karşımıza çıkıyor. Finn Rey’e nazaran daha komplike bir karakter gibi gözükürken film ilerledikçe o komplike hikayesi yerini basitliğe bırakıyor. Ve bu basitlik karaktere inanılmaz yakışıyor. Filmin mizah yükünü BB-8 ile tek başına taşıyor. BB-8, Star Wars sevin sevmeyin bu filmi izleyen herkesin net favori karakteri olabilecek seviyede sempatik bir karakter. Tamam, R2-D2’yi de çok sevmiştik lakin BB-8 mükemmel bir droid olmuş. Rey ise Luke’ın A New Hope’taki haline fazlasıyla benziyor.Hurdacı olarak başlayan hikayesi, film ilerledikçe The Force Awakens’ın ve gelecek filmlerin merkezini oluşturuyorken tüm bu benzerliklere inat orijinal bir karakter olabilmeyi başarıyor. Çünkü film karakterleri sade ve yavaş işliyor.
Filme girmeden önce en fazla merak ettiğim karakter Kylo Ren’di. Görünüş olarak muazzam duruyordu fragmanlarda. Bu muazzamlık maskeli olduğu her sahnede filmde de fazlasıyla mevcut. Ancak Kylo beklediğimden çok daha farklı bir karakter olarak çıktı. Bu farklılık hem beni memnun etti hem de meh dedirtti. Kylo bir Sith lordu değil, bir Darth Vader kesinlikle beklemeyin. Kylo, Rey’in negatifi. Abrahams yeni serinin merkezinde bu zıt kutupları işleyecek. Öğreniyor, acemi ve korkuyor. Bu denli farklı ve görünüşüyle alakalı ters etki yaratan bir Sith görmek açıkçası başlarda olumsuz bir düşünce yarattı bende. Ancak ilerleyen dakikalarda karakterin gelişimini ve aslında ne olduğunu görünce fazlasıyla memnun oldum. Nedeni bariz; Star Wars evreninde, yeni nesil bir serinin merkezine bu denli acemi bir Sith koyabilmek cesaret ister. Kylo Ren 3 filmlik bir seride etkileyici bir kötü karakter olabilecek potansiyeli fazlasıyla taşıyor ancak bu durum The Force Awakens için geçerli değil. Demek istediğim tek filmle yargılanacak bir karakter değil Kylo Ren.

Film görsel olarak cidden muhteşem. Çok keyif aldım izlerken. Filmin malum bir kaç sahnesindeki güneş, karanlık ve ışık imgeleri sahnelere fazlasıyla derinlik katmış. Filmin üzerinde düşünüldüğü fazlasıyla belli oluyor bu sahnelerden. Ancak film sonlara doğru biraz hızlı ilerliyor. O başlardaki sade gidişat yerini sert geçişlere bırakıyor bu da filmi eksik bırakıyor. Bu eksikliği hissetseniz de eski karakterlerin sahneye girişlerinde her şeyi unutuyorsunuz. Leia, Han Solo ve Luke filmin üç büyük jokeri. Abrahams, Harrison Ford’a sen oyna abi demiş. Mükemmel bir Han Solo var filmde. Chewie ile olan her sahnesi çocukluğa dönüş adeta. Abrahams eski karakterleri mükemmel yedirmiş filme, ne rol çalıyorlar ne de eksik kalıyorlar. O evrende olduklarından emin olarak izliyorsunuz filmi. Bunu 30 sene sonra yapabilmek büyük maharet ister. Filmin, İlk paragraflarda fazlasıyla gömdüğüm prequel üçlemeyi formül olarak yok sayması hoşuma gitse de biraz eksik bırakmış filmi. O üçlemedeki politik göndermeler falan filmde hiç yok. b.
The Force Awakens Star Wars adına gücü sonuna kadar hissedebileceğiniz bir yapım olmuş. Kesinlikle iyi bir film. Ancak formül olarak ele aldığı dinamiklerden dolayı bazı yerleri eksik, kekremsi bir tat bırakıyor. A New Hope’a fazlasıyla benziyorken onun yapabildiği en net sevabı es geçiyor.;Hayal ettiremiyor, yavaş ve sade başlıyor ancak son dönemeci sert giriyor. Bıraktığı çok fazla soru işareti ile biterken sonraki filmler için iyi bir zemin hazırlıyor. Eksikleri olsa da yeni nesil için iyi bir başlangıç filmi The Force Awakens. Gücün tadını çıkartın, kaçırmayın. İyi seyirler.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Rainbow Six: Siege’i bu hafta sonu ücretsiz oynayabilirsiniz![/h][h=2]Tabii Rainbow Six: Siege oynayan bir arkadaşınız varsa.
[/h]Şu andan itibaren Rainbow Six: Siege’i ücretsiz oynayabilme şansına sahipsiniz. 20 Aralık 2015 tarihinde bitecek olan bu etkinliğe dahil olabilmek için, yani Rainbow Six: Siege’i ücretsiz oynayabilmek için Rainbow Six: Siege’e sahip bir arkadaşınızın olması gerekiyor. Bu sayede Rainbow Six: Siege sahibi arkadaşınız 3 arkadaşına ücretsiz olarak Rainbow Six: Siege verebiliyor.Ayrıca ücretsiz kodlara sahip olan bu arkadaşlar, Uplay üzerinden Rainbow Six: Siege’e %25 indirimli de sahip olabiliyor.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Yeni The Elder Scrolls oyunu ertelendi![/h][h=2]The Elder Scrolls: Legends bu sene çıkmayacak ne yazık ki.
[/h]E3 2015 gerçekleşmeden hemen önce Bethesda tarafından duyurulan yeni The Elder Scrolls oyunu ertelendi. PC ve mobil platform için 2015 yılının son haftalarında çıkmasını beklediğimiz The Elder Scrolls: Legends isimli kart oyunu, Twitter üzerinden yapılan bir açıklamaya göre 2016 senesi içerisinde çıkacak. Tabii ki net bir tarih yine verilmedi bu konuda. Yapacak bir şey yok. The Elder Scrolls: Legends çıkana kadar The Witcher 3: Wild Hunt’ın Gwent oyunu ile idare edeceğiz.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]PlayStation Blog, yılın oyunlarını seçiyor![/h][h=2]Game of the Year Awards 2015, PlayStation Blog üzerinde başladı.
[/h]PlayStation Blog her sene olduğu gibi, bu sene de yılın oyunlarını 2015 bitmeden seçmeye başladı. En iyi PlayStation 4 oyunu, en iyi PlayStation 3 oyunu, en iyi senaryo ve en iyi çoklu oyuncu gibi farklı kategorilere sahip olan Game of the Year Awards 2015’e siz de PlayStation Blog’ı ziyaret ederekkatılabilirsiniz.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]2015’in en büyük video oyunlarında karşılaştığımız en kötü 10 durum![/h][h=2]Silinen final sahneleri mi dersiniz? Yoksa yalan reklam çalışmaları mı dersiniz?
[/h]2015 senesi genel olarak oyunların ertelenme yılıydı. Fakat buna rağmen karşımıza yine de yüksek kaliteli, popüler oyunlar çıktı. Bu kaliteli ve popüler olan oyunlar tabii ki karşımıza 0 hata ile çıkmadı. Küçük hataları olan oyunlar kabul edilebilir de arkadaş bazı büyük, popüler oyunlarda öyle büyük hatalar yapıldı, hakkında yalan söylendi ki gözlerimize inanamadık. Peki, 2015’in en büyük video oyunlarında karşılaştığımız bu en kötü durumlar nelerdi? Sizler için küçük bir sıralama yaptık efendim. Buyurun!

[h=2]Batman: Arkham Knight’taki süper gizli, en büyük düşmanımızın aslında öyle olmaması.[/h]Batman: Arkham Knight oyunu boyunca o gizli düşmanımız olan Arkham Knight aslında pek de gizli değildi. Yani, Arkham Knight ile girilen ilk diyalogdan itibaren o kişinin Jason Todd olduğunu anlamamanız neredeyse imkansız bir şey. Hadi ama, “Ben anlamamıştım abi Jason Todd filan.” demeyin. Herkes anlamıştı.
[h=2]Halo 5: Guardians reklamlarının yalan çıkması.[/h]Halo 5: Guardians çıkmadan önce oyunun senaryo tabanlı reklamlarında kafamızı karıştıran, oyunu merak etmemizi sağlayan bir soru gösteriliyordu. Tabii bu konu hakkında çok detaya inmek istemiyorum spoiler vermemek için. Her neyse, bilgisayarlarımızdan o reklamları izlediğimizde Halo 5: Guardians’ın senaryosu ile uyuştu mu? Beklediğiniz cevapları alabildiniz mi? Yoksa, düz bir senaryo ile mi karşılaştınız? Biz bir şey demiyoruz. ..

[h=2]Rise of the Tomb Raider için kötü zamanlama.[/h]Rise of the Tomb Raider’ı sadece Xbox One ve Xbox 360 için çıkartmayı planlıyorsunuz. PlayStation 4 ve PC platformlarına oyunu sonra çıkartarak, ilk gün satışlarını gözle görülür bir biçimde düşürüyorsunuz. Buraya kadar idare edilebilir aslında oyunun geliştiricilerinin yaptığı hareket. Fakat, oyunu neden dört gözle beklenen Fallout 4 ile aynı günde çıkartıyorsunuz? Fallout 4 hem çıkış yaptığı platformlar olarak, hem de isim olarak Rise of the Tomb Raider’dan önde duruyor. Kötü zamanlama…
[h=2]Just Cause 3’ün FPS problemleri.[/h]Dev patlamaların, yıkılmaların en ön planda olduğu bir oyunda, sadece bunları yaparak zevk alabileceğiniz bir oyunda optimizasyon kötü olursa nasıl dayanacak bu oyun piyasada? Just Cause 3 çıkış yaptığında hem konsollarda, hem de PC platformunda büyük optimizasyon problemleri yaşamıştı. Özellikle bu patlama sahnelerinde. Şu sıralar düzeltildi mi emin değilim fakat, Just Cause serisinde FPS problemi kabul edilemez olmalı.

[h=2]Senaryosu olmayan bir Star Wars oyunu.[/h]Star Wars bu arkadaş ya. Star Wars. Fiyat olarak hem senaryolu, hem de çoklu oyunculu oyunlar ile aynı etiketi basıyorsunuz, hem de Star Wars gibi bir serinin oyununa senaryo koymuyorsunuz.Uğraşmıyorsunuz. Hem EA Games için hem de Star Wars serisi için Star Wars: Battlefront kara bir leke idi.
[h=2]Yapması daha kolay fatality hareketleri sadece 5 lira![/h]Ek paketler, sezonluk geçiş özellikleri ve bazı FPS oyunlarındaki veya RPG oyunlarındaki mikro ödemeler bir yere kadar kabul edilebilir fakat bu sene karşımıza çıkan Mortal Kombat X en ilginç mikro ödemelere sahip olan oyundu. Çünkü belli bir ücret ödeyerek, belli bir sayıdaki fatality hareketlerini daha kolay tuş kombinasyonları ile yapabiliyorduk. Nesil nereye gidiyor be arkadaş…

[h=2]Grafiklerin her şey olmadığını tekrar gösteren oyun, The Order: 1886.[/h]PlayStation 4’e özel olarak çıkan ve Ready at Dawn’ın ilk AAA oyunu olan The Order: 1886 tamamen grafiklere abanılmış bir oyundu. Geliştirici stüdyonun elindeki paranın tümünü grafiklere harcayarak, içerisinde çok az oynanabilirlik bulunduran ve sadece 4-5 saat süren The Order: 1886 bizlere grafiklerin her şey olmadığını tekrar göstermiş oldu çünkü bu oyun birçok ankette yılın en kötü oyunu ödülüne aday olarak gösterildi.
[h=2]Sadece multi-player odaklı oyunların fiyatı.[/h]İçerisinde sadece kendisini sürekli tekrar eden, sizi ek paketler almaya mahkum eden, çoklu oyuncu modlarının bulunduğu oyunlar neden hem senaryolu hem de çoklu oyunculu oyunlar ile aynı fiyat ile çıkıyor? Üstüne bir de o oyunun 2 katı fiyatı kadar ek paket alıyoruz? Mesela Destiny. Destiny de çıkışını standart fiyattan yaptı. Evet, içerisinde senaryo modu bulunuyordu fakat üzerinde neredeyse hiç çalışılmamış bir moddu bu. Ayrıca daha sonra Destiny için 2 ek paket ve 1 adet de genişletme paketi piyasaya sürüldü. Yani, eğer Destiny’yi ilk günden beri oyunuyorsanız ve tam bir Destiny deneyimi istiyorsanız yaklaşık 3 adet Destiny alacak kadar para harcamış olmanız gerekiyor.

[h=2]Metal Gear Solid V: The Phantom Pain’den çıkartılan önemli bölümler.[/h]Bu sene karşımıza, senaryo açısından, çıkan en sağlam oyun tabii ki de Metal Gear Solid V: The Phantom Pain’di. Konami ile Hideo Kojima arasında çıkan sorunlar, Metal Gear Solid V: The Phantom Pain’in çıkışına yakın da olunca tabii ki oyunda bazı problemler baş gösterdi. Mesela, internet ortamını uzun bir süre sallayan, Metal Gear Solid V: The Phantom Pain’in oyundan tamamen çıkartılmış bölümleri neden gerçekten oyundan çıkartılmıştı? Ayrıca bu bölümler senaryonun en iyi finali niteliğindeydi. Konami bu sahneleri ek pakete mi ayırdı bilemeyeceğiz fakat yapılan şey gerçekten büyük bir hataydı.
[h=2]Yıllardır aynı kalan bir oyun motoru.[/h]Bundan seneler önce Bethesda karşımıza Creation oyun motoru ile birlikte The Elder Scrolls V: Skyrim’ı çıkartmıştı. Oyunun çıktığı zamanlar Creation moturunun oyun içerisinde yaptığı hatalar görmezden gelinse de, Bethesda’nın Fallout 4’te de aynı oyun motorunu kullanmış olması çok büyük ses getirdi. Eski nesil için geliştirilmiş bir oyun motorunu, neredeyse hiç değiştirmeden yeni nesil konsollar ve PC platformunda kullanan Bethesda büyük ayıp etti arkadaş. Tabii bu Fallout 4’ün benzersiz bir oyun olduğunu değiştirmiyor. Merak etmeyiniz.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Rus oyuncu Fallout 4 yüzünden Bethesda’ya dava açtı![/h][h=2]Yine Ruslar.
[/h]Sibirya’da yaşayan 28 yaşındaki bir oyuncu, Fallout 4’ün kendisinde bağımlılık yarattığı için hem oyunu geliştiren Bethesda’ya, hem de oyunu Rusça’ya çeviren SoftClub’a dava açtı. RT News cephesinden gelen haberlere göre bu oyuncu Fallout 4 yüzünden hem eşinden ayrılmış, hem de işini bırakmış.

Karısı tarafından terk edilen, işinden atılan, ailesi ve arkadaşları ile iletişimi kesilen ve yemek/uyuma gibi ihtiyaçlarını girememeye başlayan bu oyuncu, yaşadıklarının farkına vardıktan sonra hem Bethesda’ya hem de SoftClub’a 7,050 dolarlık bir tazminat davası açtı. Bu davanın sebebini ise oyunun kendisinde oluşturduğu ruhsal bozukluklar olarak gösterdi.
Mahkemenin sonucu henüz belli olmasa da, geçmişte bu tür durumlar yine yaşanmıştı. Mesela ABD’de bir oyuncu Lineage 2 oyunu yüzünden, yine benzer sebepler ile birlikte NCSoft’a dava açmıştı. Dünya garip bir yer mi olmaya başlıyor yahu?

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Star Wars oyunları, Voidu’da indirimde![/h][h=2]Star Wars: The Force Awakens şerefine.
[/h]Star Wars: Battlefront, 108 liradan Voidu'da satışta!Geçtiğimiz Perşembe günü Türkiye’de vizyona giren Star Wars: The Force Awakens şerefine Voidu’da tüm Star Wars oyunları büyük indirimlere giriyor. Son zamanların popüler oyunu olan Star Wars: Battlefront’un da dahil olduğu bu indirimlerde Star Wars oyunlarını ortalama 20 liraya alabilmek mümkün. Star Wars: Battlefront’un bu indirimdeki fiyatı ise tam 108 lira. Bahsettiğimiz bu indirime, buraya tıklayarak sizler de göz atabilirsiniz.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Life is Strange’in demosu yayımlandı![/h][h=2]Eğer almakta kararsızsanız bir deneyin.
[/h]Life is Strange’in demosu Steam üzerinden yayımlandı. Fotoğrafçılıkla uğraşan Max’i canlandırdığımız oyunda kelebek etkisi üzerine kurulmuş oyunda zamanı geri alabiliyor, olayları engelleyebiliyor ya da değiştirebiliyoruz. Ayrıca oyunu almak isterseniz şuanda %50 indirim ile sahip olabilirsiniz.

 

[mehmetkarahanlı]

[h=1]Günümüz popüler FPS oyunları karşı karşıya![/h][h=2]Call of Duty: Black Ops 3, Halo 5: Guardians ve Star Wars: Battlefront’u karşılaştırıyoruz.
[/h]Yıllardır oyuncuların hem fikir olamadığı ve üstüne saatlerce birbirileriyle tartıştığı konulardan biridir oyun karşılaştırmaları. Hiç bir zaman bir galibi, kazananı yoktur. Çünkü genellikle elmayla armudu veya kirazla kavunu karşılaştırmak daha cazip gelir bizlere. Neyse konuyu daha fazla dağıtmadan bu tür tartışmaları bir kenara koyalım ve sizlere 2015 yılında çıkan, en kaliteli ve en geniş bütçeli diyebileceğimiz, 3 birinci şahıs nişancı oyununu 11 ayrı yönden karşılaştırdığımız ve bir galip atadığımız yazımıza doğru alalım. Bu yazımızda; 2015 yılında çıkmış olan 3 birinci şahıs nişancı oyunlarından Halo 5, Call of Duty: Black Ops 3 ve Star Wars: Battlefront’un tam 11 farklı yönden, detaylı karşılaştırmalarına ulaşabileceksiniz. İşte bunlardan ilkiyle başlıyoruz:

[h=2]11. Grafikler[/h]Halo 5: Guardians: Önceki oyunlara göre yeni nesle geçişin de etkisiyle daha iyi görsellere kavuşan yeni Halo oyunumuzun 60 kare saniye hızıyla çalışması en büyük yeniliklerinden biri. Özellikle çözünürlüğün, doku kalitesinin ve modellemelerin pürüssüzlüğü, oyunculara çok keyifli anlar yaşatmaya yetiyor bile. Sonuç olarak Halo 5’in görsellik konusunda yılın en iyi oyunlarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Call of Duty: Black Ops 3: Call of Duty serisinde en çok yakınılan noktalardan biri olan grafikler,Advanced Warfare’la birlikte, yeni neslin gücünü de arkasına alan seri, oyuncuların gönlünü tekrar kazanmıştı. Hikaye modunu ayrı tutarsak, hemen hemen çok benzer bir görselliğin ve aynı motorun kullanıldığı Black Ops 3 de bizlere yine güzel görseller vaat ediyor. Özellikle hikaye modunu ayrı tutmamızın sebebi, hikaye modundaki görselliğin, çoklu oyuncu modundakine göre biraz daha üstün tutulması. Özellikle yüksek çözünürlükteki dokuları ve modellemeleri oyunun gerçek gücünü gösterdiği noktalardan birisi diyebiliriz. Özellikle çığır açan bir görselliğe sahip olmasa da yine de görsellik konusunda sınıfı rahatlıkla geçebiliyor diyebiliriz.
Star Wars: Battlefront: PC, PlayStation 4 ve Xbox One’a çıkışını yapmış olan oyunumuzun özellikle konsollarda verdiği görsellik ve bu görselliğe rağmen 60 kare saniye hızında çalışması, bir çok oyuncunun favori oyunu haline gelmesine yetti. Oyun, görsellik konusundaki bu başarısını büyük oranda kaplama kalitesine borçlu. Yeni nesille birlikte şu ana kadar çıkmış tüm oyunlar arasında kaplama kalitesi olarak en iyi gözüken konsol uyarlamalarından biri olan Star Wars: Battlefront, bu başarısını karakter modellemeleri ve özellike kar efektlerinde de devam ettiriyor.
Kazanan: Star Wars: Battlefront, göz alıcı görselliğiyle açık ara rahat bir galibiyet alarak puanını 1’e çıkarıyor.

[h=2]10. Hikaye modu[/h]Halo 5: Guardians: Halo 4’ün neredeyse iki katı uzunluğa sahip bir senaryo moduna sahip olan Halo 5, bu konuda serinin diğer oyunlarını aratmayacak cinsten kaliteli ve oyunculara uzun saatler keyifli anlar yaşatmaya hazır gibi görünüyor. Tabii ki kolay zorluk seviyelerinde yine oyunu 5 veya 6 saattebitirmek mümkün olsa da Master Chief yine bomba gibi karşımızda diyebiliriz.
Call of Duty: Black Ops 3: Normal bir Call of Duty oyununa göre taş çatlasın 2 saat daha uzun diyebileceğimiz bir senaryoya sahip Call of Duty: Black Ops 3. Tekrar oynanabilirliği yüksek ve kaliteli bölümleri ve özellikle oyunu bir kere bitirdikten sonra açılan Nightmare zorluk seviyesi oyunu bitirdikten sonra hemen tekrar başlamanıza sebep olacak bir diğer etmenlerden biri.
Star Wars: Battlefront: Herhangi bir senaryo modunun içerisinde bulunmadığı Star Wars: Battlefront, grafik tarafında sağladığı başarıyı maalesef ki bu tarafta gösteremiyor. Sadece üzerinize akın akın gelen düşmanlardan oluşan, yapay zekaya karşı mücadele verdiğiniz bir hayatta kalma modundan oluşan hikaye modu tarafı sizi biraz üzebilir.
Kazanan: Diğer üç oyuna göre daha az tartışılan ve daha az eleştirilen bir senaryo moduna sahip oyun olan Call of Duty: Black Ops 3, senaryo tarafında belirlediğimiz bir diğer galip.

[h=2]9. Çoklu oyuncu haritaları[/h]Halo 5: Guardians: Son derece eğlenceli çoklu oyuncu haritalarına sahip olmasına karşın (özellikle de Plaza), ne yazık ki eski oyunlarla aynı hissettiren ve çeşitlilikten uzak olan haritalar bir süre zevkli gelse de bir süre sonra çabuk bayabilecek türden. Seven adamın yine seveceği fakat farklı bir şeyler görmek isteyenin eli boş döneceği haritalara sahip Halo 5: Guardians.
Call of Duty: Black Ops 3: Özellikle duvarda yürüyebilmemizi sağlayan bir mekaniğin de oyuna dahil edilmesiyle birlikte çok farklı anların yaşandığı çoklu oyuncu modunda, haritalar da bunun için tasarlandığı zaman tadından yenmiyor doğrusu. Oyunu ön sipariş yoluyla edinenlere özel olarak sunulan efsane Call of Duty haritalarından biri olan Nuketown 2065 de yine Call of Duty: Black Ops 3’ün çoklu oyuncu haritaları kısmındaki bir diğer artısı olarak sayılabilir.
Star Wars: Battlefront: Geniş alan savaşının ön planda tutulduğu Star Wars: Battlefront, tam 12 ayrı haritaya ve toplam 9 oyun moduna sahip. Fakat oyunun en çok oynanan Walker Assault ve Supremacy modlarının sadece 4 haritaya sahip olduğunu düşünürsek, bu iki oyun modunun biraz daha fazla haritaya ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz. Harita içeriğine gelecek olursak, Star Wars evrenine uygun olarak tasarlanmış atmosferi, harita sayısındaki boşluğu biraz olsun irdelememizi sağlayan etmenlerden birisi olmuş.
Kazanan: Sonuç olarak 3 oyunumuz da oyun dünyasına apayrı şeyler kazandırmış yenilikçi türde haritalara sahip değiller fakat yine de hem duvarda yürüme mekanikleri olsun hem de oyuncuya oynanışta daha fazla seçenek sunmasıyla olsun, Call of Duty: Black Ops 3 bir tık daha önde diyebiliriz.

[h=2]8. Ek paketler[/h]Halo 5: Guardians: Oyunun geliştiricisi 343’ün şu ana kadar oyunun hikaye modu için duyurduğu tek bir ek paket bile olmadı. Fakat oyunun çoklu oyuncu kısmı ise bunun tam tersine daha çok desteklendi diyebiliriz. Özellikle ek paketlerle birlikte gelen 15 ayrı çoklu oyuncu haritası, çeşitli zırhlar ve silahlar oyunun içeriğini büyük oranda artırdı. Hele ki bu yeni eklenen haritaların oyunculara ücretsiz olarak sunulması olayı, Halo 5’i rakiplerinden ayıran en büyük özelliklerinden biri.
Call of Duty: Black Ops 3: Oyun için satın alacağımız Season Pass ile birlikte 16 yeni haritayakavuşacağımız garanti edilse de, 343’ün Halo 5‘in yeni gelen çoklu oyuncu haritaları için koymuş olduğu tavrı, Call of Duty: Black Ops 3 tarafında maalesef ki göremiyoruz.
Star Wars: Battlefront: Oyuna ek paketlerle birlikte ne kadar yeni harita ekleneceğini tam olarak bilemiyoruz fakat muhtemelen, serinin fanları tarafından çok sevilen haritaların ve en çok sevilen karakterlerden olan Yoda ve Chewbacca’nın oyuna ek paketlerle dahil olabileceğini de az çok kestirebiliyoruz.
Kazanan: Özellikle çoklu oyuncu haritaları konusundaki takınmış olduğu tavır, Halo 5: Guardians’ınbu konuda rahat bir galibiyet almasına yetti.

[h=2]7. Bölünmüş ekran oynanışı[/h]Halo 5: Guardians: Oyunun tek kişilik ekranda göstermiş olduğu iyi performans, bölünmüş ekrandaki performansla maalesef ki eş değer değil. Oyunun tek kişilik ekranda oynandığı takdirde 60 kare saniyeyi rahatça yakaladığı, fakat bölünmüş ekranda oynandığı takdirde ara ara düşüşlerin olduğu, Halo 5’in karnesine yazabileceğimiz bir eksi.
Call of Duty: Black Ops 3: Oyunun çevrimdışı çoklu oyuncu modunun 4 kişiye kadar desteklemesiartılarından bir tanesi. Ayrıca her iki modun da, yani hem çoklu oyuncu modunun hem de zombi modunun oynanabilmesi de bir diğer güzelliklerinden biri. Performans’ın da rakiplerine göre daha az dalgalandığını düşünecek olursak, Call of Duty: Black Ops 3’ün sınıfı rahatlıkla geçtiğini söyleyebiliriz.
Star Wars: Battlefront: Oyunun yapay zekaya karşı oynadığınız modlar dışında, çok oyunculu kısımlarda bölünmüş ekran desteği sunmaması büyük kayıplardan biri.
Kazanan: Call of Duty: Black Ops 3 bu konuda, rakiplerini adeta ezip geçiyor diyebiliriz.

[h=2]6. Silahlar[/h]Halo 5: Guardians: Silahlar Halo serisinin her zaman en güçlü taraflarından biri olmuştur. Oyundaki silahlar arasından en çok gündeme gelenlerden biri olan Magnum, çok güçlü olması dolayısıyla oyunda bazı dengesizlikleri ortaya çıkardığı söylenmişti. Fakat silahın kullanımındaki hissiyat ve eğlence biraz olsun bu eleştirilerin savuşturulmasını sağlamıştı.
Call of Duty: Black Ops 3: Her Call of Duty oyununda olduğu gibi Call of Duty: Black Ops 3’te de silah kısmı derin bir yelpazeden ve uçsuz bucaksız bir okyanustan oluşuyor. Bomba atar bir silahla ölümcül seviyede güçlü olabileceğiniz gibi, hafif ama hızlı silahlarla da yakın mesafede ölümcülleşebiliyorsunuz. Silah konusunun özellikle oyunun yeni tırmanma ve koşma mekanikleriylede iyi harmanlandığını düşünürsek Call of Duty: Black Ops 3, serinin hayranlarını bu konuda yalnız bırakmıyor.
Star Wars: Battlefront: Oyunda bir düzine silah bulunmasına rağmen, aralarında herhangi birfarklılığın ve varyasyonun bulunmadığı gerçeği belki de eleştirilebilir tek tarafı diyebiliriz bu konuda.Sonuçta ışın silahları kullanıyoruz ve bu silahların teknolojileri gereği bir sekmesi veya menzili bulunmuyor ne yazık ki. Bu da oyunun biraz yüzeyselleşmesine olanak sağlıyor
Kazanan: Halo 5: Guardians’ın, bu konuda rakip tanımaksınız üstün geldiğini söyleyebiliriz.

[h=2]5. Genel çoklu oyuncu modu karşılaştırması[/h]Halo 5: Guardians: Warthoglara binmenin veya oyunun pek yenilikçi olmayan haritalarını oynamanın eleştirilebilir yanları olduğunu söylemiştik. Fakat Halo hala aynı Halo ve hala daeğlenceli. Sonuçta tutulan bir şeyin illa da değiştirilip farklı bir şey sunması gerekmez öyle değil mi?
Call of Duty: Black Ops 3: Oyunun tekerleği yeniden icat ettiği falan yok, fakat şaşırtıcı derecede insanı ekrana kitleyebilen ve bağımlı yapabilen bir yapısı var. Özellikle duvarlarda koşabilmemiz ve bu mekanik sayesinde oyuncuların farklı yeteneklerini oyuna yansıtabilmesi olanağı, oynanışı baştan aşağıya değiştiriyor.
Star Wars: Battlefront: Battlefield serisiyle Star Wars evreninin harmanlandığı, fakat klasik nişancı oyunlarından çok da öteye gidemeyen yapım, ne olursa olsun kullanıcılara saatle boyu sürecek bir eğlence sunuyor. Özellikle oynanıştaki basitlik, bir çok gündelik oyuncuya da açık kapı bırakıyor.
Kazanan: Halo yine Halo. Oynaması son derece zevkli ve hala daha eğlenceli. Galibimiz: Halo 5: Guardians.

[h=2]4. Sesler[/h]Halo 5: Guardians: Halo serisi, özellikle silah sesleri konusunda her zaman güçlü bir seri olmuştur.Halo 5’in de serinin diğer oyunlarından farkı yok. Hala çok iyi. Oyuncu sesleri ve müzik bakımından ise yine eski yapımları aratmayacak diyebiliriz.
Call of Duty: Black Ops 3: Silah sesleri konusunda yine gayet iyi olan yeni Call of Duty oyunumuzun müzikleri ise, nispeten unutulabilen yani akılda kalıcı olmayan parçalardan oluşuyor diyebiliriz.
Star Wars: Battlefront: Şimdi gözlerinizi kapatın ve Star Wars: Battlefront’un etkileyici müziklerinin tadını çıkarın. Bu oyunun müzikleri gerçekten fantastik, inanılmaz ve büyüleyici. Fakat yapım, müzik tarafındaki başarısını hiçe sayıp, oyuncu sesleri kısmında biraz çuvallıyor diyebiliriz. Özellikle Darth Vader ve Han Solo’nun seslerindeki neşeli tınılar, gerçekten üzücü.
Kazanan: Star Wars serisinin müziklerinin modifiyeli hallerine sahip olsa da, hatta bir nevi taklitleri de olsa, yine de Star Wars: Battlefront bu kategorinin mutlak galibi diyebiliriz.

[h=2]3. Genel olarak oynanış karşılaştırılması[/h]Halo 5: Guardians: Halo serisi her zaman kusursuz oynanış mekaniklerine sahip oyunlardan oluşan bir seriydi ve buna bağlı olarak 5. oyunda da sonuç değişmedi. Geliştirilen oynanış mekanikleri, daha da kusursuz bir hal aldı. Özellikle silahların verdiği vuruş hissi çoğu nişancı tabanlı oyunda hala yok.
Call of Duty: Black Ops 3: Hikaye modu maalesef takip et ve öldür mantığından ileriye gidemese de,çoklu oyuncu tarafındaki, sürekli bahsettiğimiz bir mekanik olan duvar koşuları, oyunun oynanış kısmındaki diğer kusurlarını biraz olsun kapatmaya yetiyor.
Star Wars: Battlefront: Daha çok gündelik oyunculara hitap eden bir yapıya sahip olan Star Wars: Battlefront, daha basit olan mekanikleriyle her türden oyuncuya hitap ediyor diyebiliriz.
Kazanan: Halo 5: Guardians kusursuz ve oldukça da detaylı olan mekanikleriyle rakiplerinin bir adım önünde yer alıyor.

[h=2]2. Harcanan paranın karşılığı[/h]Halo 5: Guardians: Hikaye modu nispeten kısa diyebileceğimiz yapım, onlarca çoklu oyuncu moduyla birlikte saatler boyu sürecek bir eğlence sunuyor. 15 ücretsiz harita paketini de düşünecek olursak, bu eğlencenin katlanarak artacağını söyleyebiliriz.
Call of Duty: Black Ops 3: Gerek hikaye moduyla olsun gerekse zombi moduyla gerekse de çoklu oyuncu moduyla olsun, oyuncuya en az 40-50 saatlik bir deneyim vaat eden Call of Duty: Black Ops 3, bu konuda rakipsiz diyebiliriz.
Star Wars: Battlefront: Az sayıda harita bulunması, oyunun yegane eksikliklerinden biri bu konuda. 9 farklı çoklu oyuncu moduna sahip olmasına karşın harita azlığı, hanesine yazılabilecek büyük bir eksi.
Kazanan: Call of Duty: Black Ops 3, kolay kazanıyor.

[h=2]1. Sonuç[/h]Halo 5: Guardians: Halo serisinin şanına yakışır bir şekilde geleneği devam ettiren fakat hikaye moduçok tatmin edici olmasa bile çoklu oyuncu tarafıyla eksikliklerini görmezden gelmemizi sağlayan yapım, toplamda 4 karşılaştırmayı kazanarak iyi bir sonuç elde etmiş oldu.
Call of Duty: Black Ops 3: Call of Duty serisine çok bir şey katmayan, özellikle serinin önceki oyunuCall of Duty: Advanced Warfare’a olan benzerliğiyle akıllarda yer edinen yapım, bu eleştirilerin tam tersine, uzun ve bol oyun içeriğiyle ve eğlenceli mekanikleriyle, verilen paranın hakkını sonuna kadar verebilecek bir oyun olmuş.
Star Wars: Battlefront: Karşılaştırdığımız 3 oyunun da bazı yönlerden hayal kırıklığı yarattığını söyleyebiliriz. Star Wars: Battlefront, son derece eğlenceli ve Star Wars evrenine bağlı kalınmış, büyüleyici atmosfere ve müziklere sahip güzel bir oyun. Fakat tekrar eden haritaları ve sayılarının azlığı, oyunun bir hikaye modunun bulunmaması ve bir çok içeriğin gelecek olan ücretli ek paketlerle oyuna eklenecek olması gibi etmenler oyunu mükemmellik çizgisinden epey bir uzaklaştırmaya yetiyor.
Kazanan: Karşılaştırdığımız her üç oyun da, yenilikçi türde yapımlar değiller ve belli serilerin devam oyunu niteliği taşıdığı yapımlar. Fakat hepsi de kendi içerisinde eğlenceli ve oynanası yapımlar. Ki zaten bu yüzden bu üç oyunu karşılaştırmayı uygun bulduk. Halo 5: Guardians ve Call of Duty: Black Ops 3 dörder puan alarak, 2 puanla yetinen rakibi Star Wars: Battlefront’u geride bıraktılar. Peki hangi oyun daha iyi? Call of Duty: Black Ops 3, hala en gözde ve en çok oyuncuya sahip üçüncü şahıs nişancı oyunlarından biri, Halo 5: Guardians ise hala üç oyun arasından en rafine ve kendine has mekaniklere sahip bir yapım. Sonuç olarak, evet Call of Duty: Black Ops 3‘ün hikaye modu hala çok iyi değil, fakat çoklu oyuncu modu konusundaki başarısı ve yenilikleri ise azımsanamayacak şekilde fazla. Öte yandan Halo 5: Guardians ise kısa süren hikaye modunun yanı sıra, çoklu oyuncu tarafındaki oyuncuya sunduğu içeriklerle öne çıkan bir başka yapım. Kısacası her iki oyun da çoklu oyuncu kısmındaki iddaaları ve başarılarıyla adından söz ettirmiş yapımlar. Nihayetin de sonuca gelirsek, Call of Duty: Black Ops 3, gündelik oyuncular için fantastik derecede iyi bir nişancı oyunu olmuş. Halo 5: Guardians ise daha çok kafa patlatılan mekaniklere sahip, biraz daha kemik kitle oyunculara hitap etmeyi amaçlayan bir yapım olmuş. Eğer illaha bir birinci belirlememiz gerekecek ise, o oyun Halo 5: Guardians olur…