gittigidiyor

Günün Ayet Meali

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
154411.jpg

23 Mayıs 2014 Cuma 04:38
Ağaçlar kalem, denizler mürekkep olsa Allah'ın kelimeleri tükenmez


Günün Ayet meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Lokman suresi 27. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
Eğer gerçekten yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de (mürekkeb olup) arkasından yedi deniz daha ona yardım etse, Allah’ın kelimeleri (yazılmakla) tükenmez! (*) Muhakkak ki Allah, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
(*) “Kur’ân’ın menbaı (kaynağı) bulunan kelâm-ı ezelînin (Allah’ın ezelî kelâmının) kelimâtını (kelimelerini) saymak için; denizler mürekkeb olsalar, zîşuûrlar (akıl sâhibleri) kâtib olsalar, nebâtâtlar (nebatlar) ve ağaçlar kalem olsalar, belki zerrât (zerreler) kalem ucu olsalar yine bitiremezler. Çünki bunlar mütenâhî (sonlu); o ise nihâyetsizdir.”
(Lem‘alar, 28. Lem‘a, 294)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
155312.jpg

05 Haziran 2014 Perşembe 04:43
Suyu kurak yere gönderiyoruz, ekini çıkarıyoruz, görmezler mi?


Günün Ayet meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Secde Suresi 23-27. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
23-Şânım hakkı için, Mûsâ’ya Kitâb’ı (Tevrât’ı) verdik. (Ey Resûlüm!) Sakın ona (Mûsâ’ya) kavuşacağından bir şübhe içinde olma! (Biz) onu da İsrâiloğullarına bir hidâyet rehberi kıldık.
24-(İsrâiloğulları) sabrettikleri zaman, onların içinden, emrimizle hak yolu gösterecek önderler kıldık. Çünki (onlar) âyetlerimize kat‘î olarak inanıyorlardı.
25-Şübhesiz ki üzerinde ihtilâfa düşegeldikleri şeyler hakkında, kıyâmet günü aralarını ayıracak (hüküm verecek) olan ancak Rabbindir.
26-Onlardan önceki nice nesilleri (isyanları sebebiyle) helâk edişimiz hâlâ kendilerini yola getirmedi mi? (Hâlbuki) onların meskenlerinde dolaşıyorlar. Şübhesiz ki bunda nice ibretler vardır. Hiç dinlemezler mi?
27-Görmediler mi, doğrusu biz suyu kurak yere gönderiyoruz da, onunla hayvanlarının ve kendilerinin ondan yiyecekleri bir ekini çıkarıyoruz. Hiç görmezler mi? (*)
(*) “Bu muvakkat (geçici) handa ve bu fânî misâfirhânede ve kısa bir zamanda ve az bir ömürde eşcâr (ağaçlar) ve nebâtâtın (bitkilerin) elleriyle bu kadar kıymetdâr ihsanlar ve ni‘metler ve bu kadar fevkalâde masraflar ve ikramlar işâret eder belki şehâdet eder ki, burada misâfirlerine böyle merhametler yapan kudretli, keremkâr (ikrâm edici) Zât-ı Rahîm (sonsuz merhamet sâhibi Zât) bütün ettiği masrafı ve ihsânı kendini sevdirmek ve tanıttırmak netîcesinin aksiyle, yani bütün mahlûkāt tarafından: ‘Bize tattırdı. Fakat yedirmeden bizi i‘dâm (yok) etti’ dememek ve dedirtmemek ve saltanat-ı ulûhiyetini (saltanatını) iskāt etmemek (kıymetinden düşürmemek) ve nihâyetsiz rahmetini inkâr etmemek ve ettirmemek ve bütün müştâk (arzulu) dostlarını mahrûmiyet cihetinde düşmanlara çevirmemek noktalarından, elbette ve her hâlde, ebedî bir âlemde, ebedî bir memlekette, ebedî bırakacağı abdlerine (kullarına), ebedî rahmet hazînelerinden, ebedî Cennetlerinde, ebedî ve Cennete lâyık bir sûrette meyvedâr eşcâr (meyveli ağaçlar) ve çiçekli nebâtlar ihzâr etmiştir (hazırlamıştır). Buradakiler ise, müşterilere göstermek için nümûnelerdirler.” (Şuâ‘lar, 3. Şuâ‘, 43-44)
“Envâ‘-ı hayâtın (hayat çeşitlerinin) en ednâsı (aşağısı) olan hayât-ı nebât ve o hayât-ı nebâtın en birinci derecesi olan çekirdekteki ukde-i hayâtiyenin tenebbühü (hayat düğümünün açılması), yani uyanıp açılarak neşv ü nemâ bulması (büyüyüp yetişmesi), o derece zâhir (görünür) ve kesrette (çoklukta) ve mebzûliyette (bollukta), ülfet (alışmışlık) içinde, zamân-ı Âdem’den beri hikmet-i beşeriyenin (insanlara âid fen ilimlerinin) nazarında gizli kalmıştır (görememiştir). Hakīkati, hakīkī olarak beşerin aklı ile keşfedilmemiş.”
(Sözler, 29. Söz, 180-181)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
155620.jpg

10 Haziran 2014 Salı 04:38
Peygamber, mü’minlere kendi nefislerinden daha evlâdır


Günün Ayet meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Ahzab Suresi 6. ayetinde mealen şöyle buyuruyor:
6-Peygamber, mü’minlere kendi nefislerinden daha evlâdır; zevceleri de onların analarıdır. Akrabâlar ise, Allah’ın Kitâbı’nda birbirlerine (mîras husûsunda, diğer) mü’minlerden ve Muhâcirlerden daha lâyıktırlar; ancak dostlarınıza bir iyilik (vasiyet) yapmanız müstesnâ. Bunlar kitapda yazılmıştır. (*)
(*) Daha evvelce Müslümanlar bir âilenin ferdleri gibi birbirlerine mîrascı olurlarken; bu âyetin indirilmesiyle mîrascılıkta akrabâlığa hak verilmiş ve başlangıçtaki tatbîkātın hükmü kaldırılmıştır. Resûlüllah Aleyhissalâtü Vesselâm’ın eşleri olan annelerimizin bir başkasıyla nikâhlanmaları da, yine bu âyetle kat‘î sûrette yasaklanmıştır.
(Nesefî, c. 3, 429)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
155620.jpg

11 Haziran 2014 Salı 04:38
Peygamber, mü’minlere kendi nefislerinden daha evlâdır


Günün Ayet meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Ahzab Suresi 6. ayetinde mealen şöyle buyuruyor:
6-Peygamber, mü’minlere kendi nefislerinden daha evlâdır; zevceleri de onların analarıdır. Akrabâlar ise, Allah’ın Kitâbı’nda birbirlerine (mîras husûsunda, diğer) mü’minlerden ve Muhâcirlerden daha lâyıktırlar; ancak dostlarınıza bir iyilik (vasiyet) yapmanız müstesnâ. Bunlar kitapda yazılmıştır. (*)
(*) Daha evvelce Müslümanlar bir âilenin ferdleri gibi birbirlerine mîrascı olurlarken; bu âyetin indirilmesiyle mîrascılıkta akrabâlığa hak verilmiş ve başlangıçtaki tatbîkātın hükmü kaldırılmıştır. Resûlüllah Aleyhissalâtü Vesselâm’ın eşleri olan annelerimizin bir başkasıyla nikâhlanmaları da, yine bu âyetle kat‘î sûrette yasaklanmıştır.
(Nesefî, c. 3, 429)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
156962.jpg

28 Haziran 2014 Cumartesi 04:38
Allah ve Resûlüne o eziyet edenler yok mu


Günün Ayet meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Ahzab Suresi 57-58. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

57-Şüphesiz ki Allah ve Resûlüne o eziyet edenler yok mu, Allah onlara hem dünyada hem âhirette lâ‘net etmiş ve onlar için (pek) aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır.

58-Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler ise, bu takdirde gerçekten bir iftirâ ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
160231.jpg

15 Ağustos 2014 Cuma 04:48
Kur’ân, Allah’ın tenzîli parça parça indirmesidir


Günün Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Yâ-Sîn Suresi 5-6. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

5-(Bu Kur’ân) Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhametli olan Allah)’ın tenzîli (parça parça indirmesi)dir.

6-Tâ ki, (fetret devrinde) babaları korkutulmamış, kendileri de gaflet içinde (kalmış) kimseler olan bir kavmi korkutasın!
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
161121.jpg

07 Eylül 2014 Pazar 04:14
And olsun ibâdet için saf saf dizilenlere


Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sâffât Suresi 1-5. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

1-And olsun (ibâdet için) sâffât olan (saf saf dizilen meleklere, mü’minlere, âlimlere, mücâhid)lere!

2-Ve (başkalarını da) sevk ederek idâre (ve haykırarak men‘) edenlere!

3-Hem zikir (Kur’ân) okuyanlara! (And olsun!)

4-Şübhesiz ki sizin İlâhınız, gerçekten tektir.

5-Göklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir; doğuların da Rabbidir. (*)

(*) Güneş, senenin her bir gününde birbirine yakın farklı yerlerden doğduğu için âyette “doğular” denilmiştir. Aynı zamanda dünyanın yuvarlak olması ve her yerin doğu ciheti bulunmasıyla Allah, güneş gibi bir ni‘meti her memlekete, gerçekte izâfî olan kendi doğularından ihsân eder. (Beyzâvî, c. 2, 290)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
161834.jpg

08 Eylül 2014 Pazartesi 03:49
O şeytanlar alevli yıldızlarla taşlanırlar


Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sâffât Suresi 6-10. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

6-Şüphesiz ki biz, en yakın göğü (dünya semâsını) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik.

7-Ve (onu) her âsî şeytandan muhâfaza ederek (koruduk).

8, 9-(O şeytanlar, artık) mele-i a‘lâyı (semâdaki melekleri) dinleyemezler ve her taraftan kovularak (alevli yıldızlarla) taşlanırlar ve onlar için devamlı bir azab vardır.

10-Ancak bir söz kapan olursa, onu da delici, alevli bir yıldız ta‘kib eder. (*)

(*) Şeytanların taşlanmaları hakkında bakınız; (Lem‘alar, 28. Lem‘a, 320-324; Sözler, 15. Söz, 44-50)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
161903.jpg

09 Eylül 2014 Salı 03:58
Biz, kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık


Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sâffât Suresi 11-15. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

11-Şimdi sor onlara: “Yaratılış cihetiyle kendileri mi daha zor, yoksa bizim (semâ ile berâber içinde) yarattıklarımız mı?” Muhakkak ki biz, kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık.

12-(Ey Habîbim!) Bil‘akis (sen, onların bu kadar delillere rağmen inkâr etmelerine) hayret ettin, hâlbuki (onlar senin anlattıklarınla) alay ediyorlar.

13-Kendilerine nasîhat edildiği zaman da, ibret almıyorlar.

14-Ve bir mu‘cize gördükleri zaman, (onunla) alay etmek istiyorlar.

15-Bir de dediler ki: “Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.”
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
162058.jpg

11 Eylül 2014 Perşembe 04:04
Tutun onları! Çünkü sorguya çekilecek kimselerdir


Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sâffât Suresi 22-24. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

22, 23-(Meleklere ise o gün şöyle denilir:) “Zulmedenleri ve onlara eşlik edenleri ve Allah’tan başka tapmakta oldukları şeyleri toplayın; sonra onları Cehennemin yoluna götürün!”

24-“Ve tutun onları! Çünkü onlar, sorguya çekilecek kimselerdir.”
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
162356.jpg

16 Eylül 2014 Salı 03:48
Biz, o ağacı zâlimler için bir fitne kıldık


Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sâffât Suresi 62-68. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

62-Ağırlama olarak bu mu hayırlıdır, yoksa zakkum ağacı mı?

63-Gerçekten biz, onu (alevler içindeki o ağacı) zâlimler için bir fitne (dünyada bir imtihan vesîlesi) kıldık.

64-Muhakkak ki o, Cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.

65-Tomurcukları, sanki şeytanların başları gibidir.

66-Bundan sonra şübhesiz ki onlar, elbette bundan yiyecek kimseler olup, artık karınları(nı) bununla dolduracak olanlardır.

67-Sonra bunun üzerine, doğrusu onlar için kaynar sudan karıştırılmış bir içecek vardır.

68-Sonra onların dönüşleri elbette Cehennemedir.
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
162579.jpg

19 Eylül 2014 Cuma 03:44
Âlemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?


Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sâffât Suresi 83-90. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

83-Şübhesiz İbrâhîm de onun yolunda olanlardandır.

84-Çünki Rabbisine selîm bir kalb ile gelmişti.

85, 86, 87-Hani, babasına ve kavmine şöyle demişti: “(Siz) nelere tapıyorsunuz?” “İftirâ etmek için mi Allah’tan başka ilâhlar istiyorsunuz?” “Peki âlemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?”

88, 89-Derken yıldızlara bir bakış baktı da: “Ben gerçekten hastayım” dedi.

90-Bunun üzerine (kavmi kendilerine de bulaşır korkusuyla) arkalarını dönen kimseler olarak ondan kaçtılar.
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
162828.jpg

23 Eylül 2014 Salı 03:49
Siz Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?


Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sâffât Suresi 123-132. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

123-Muhakkak ki İlyâs da elbette peygamberlerdendir.

124-O vakit kavmine demişti ki: “(Siz Allah’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?”

125, 126-“Yaratanların en güzeli olan,(*) sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbi olan Allah’ı bırakıp da Ba‘l’e mi yalvarıyorsunuz?” (**)

127-Fakat (kavmi) onu yalanladılar; artık şübhesiz ki onlar, elbette (o gün Cehennemde) hazır bulundurulacak olan kimselerdir.

128-Ancak Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesnâ.

129-Sonraki (ümmet)ler içinde ona da (iyi bir nâm) bıraktık.

130-İlyâs’a selâm olsun!

131-Doğrusu biz, iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız.

132-Çünki o bizim mü’min kullarımızdandır.

(*) “(Suâl:) Kur’ân’da اَحْساَنُ الْخاَلِق۪ينَ [Yaratanların en güzeli], اَلرْحَمُ الرَّحِم۪ينَ [Merhametlilerin en merhametlisi] gibi kelimât, başka hâlıklar (yaratıcılar), râhimler (merhamet ediciler) bulunduğunu iş‘âr eder (bildirir)? (...)
(El-cevab:) (...) Kur’ân, baştan başa tevhîdi (Allah’ın birliğini) isbât ettiği ve gösterdiği için bir delîl-i kat‘îdir ki, Kur’ân-ı Hakîm’in o nevi‘ kelimeleri sizin fehmettiğiniz (anladığınız) gibi değildir. Belki اَحْساَنُ الْخاَلِق۪ينَ demesi: ‘Hâlıkıyet (yaratıcılık) mertebelerinin en ahsenindedir (en güzelindedir)’ demektir ki, başka hâlık bulunduğuna hiç delâleti yok. Belki hâlıkıyetin sâir sıfatlar gibi çok merâtibi var. اَحْساَنُ الْخاَلِق۪ينَ demek: ‘Merâtib-i hâlıkıyetin en güzel, en müntehâ (en son) mertebesinde bir Hâlık-ı zü’l-Celâl’dir’ demektir. (...)*اَحْساَنُ الْخاَلِق۪ينَ gibi ta‘birler, hâlıkların taaddüdüne (çok sayıda olduğuna) bakmıyor. Belki mahlûkıyetin envâına (mahlûkların çeşitliliğine) bakıyor. Yani ‘Herşeyi, herşeye lâyık bir tarzda, en güzel bir mertebede halk eder bir Hâlık’tır.’ Nasılki şu ma‘nâyı اَحْسَنُ كُلَّ شَئٍ خَلَقَهُ*[Yarattığı herşeyi güzel yaptı] gibi âyetler ifâde eder.” (Sözler, 32. Söz, 282-283)

(**) “Ba‘l”, Lübnan’da Bekā vâdisinde yaşayan bir ahâlinin taptıkları bir putun adı idi. Hâlen de burası Bekā’ın Ba‘li anlamında Ba‘lebek (Baalbek) adıyla bilinmektedir. Hz. İlyâs (as)’ın bu şehre peygamber olarak gönderildiği rivâyet olunmuştur.

(Beyzâvî, c. 2, 301)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
Onların harâb olmuş yerlerine uğruyorsunuz, akıl erdirmez misiniz?
24 Eylül 2014 Çarşamba 03:44
Onların harâb olmuş yerlerine uğruyorsunuz, akıl erdirmez misiniz?
Günün Ayet-i Kerime meali...
Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sâffât Suresi 133-138. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

133-Şübhesiz ki Lût da elbet peygamberlerdendir.

134-Hani (kavmini helâk ederken) onu ve bütün âilesini kurtarmıştık.

135-Ancak geride kalan (isyankâr)lar arasında bulunan bir kocakarı hâriç.

136-Sonra o diğerlerini helâk ettik.

137, 138-(Ey Mekkeliler!) Elbette siz de sabaha ulaşan kimseler iken ve geceleyin doğrusu onlar(ın harâb olmuş yerlerin)e uğruyorsunuz. Hiç akıl erdirmez misiniz?
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
163505.jpg

05 Ekim 2014 Pazar 01:48
Ortakların birçoğu, birbirlerine gerçekten haksızlık eder


Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c),Sâd suresi 21-25. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

21-Hem sana o da‘vâcıların haberi geldi mi? Hani ma‘bed(in duvarın)a tırmanmışlardı.

22-O vakit Dâvûd’un yanına girmişlerdi de (Dâvûd) onlardan ürkmüştü. Dediler ki: “Korkma! (Biz) birbirimizin hakkına tecâvüz eden iki da‘vâcıyız; şimdi (sen) aramızda hak ile hükmet; haksızlık etme ve bizi (doğru) yolun ortasına çıkar!”

23-(Onlardan biri şöyle dedi:) “Doğrusu bu benim kardeşimdir; onun doksan dokuz koyunu var. Benim ise tek bir koyunum var. Böyle iken: ‘Onu bana ver!’ dedi ve tartışmada beni yendi.”

24-(Dâvûd:) “Doğrusu (o,) senin koyununu kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana haksızlık etmiştir! Zâten şübhesiz ortakların birçoğu, birbirlerine gerçekten haksızlık eder; ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler müstesnâ! Onlar ise ne kadar azdır!” dedi. Dâvûd (böylelikle) kendisini imtihân ettiğimizi sezdi (anladı); hemen Rabbinden mağfiret diledi, rükû‘ ederek (secdeye) kapandı ve (Allah’a) yöneldi. (*)

25-Bunun üzerine (biz de) ondan bunu (bu zellesini) affettik. Ve şübhesiz ki katımızda onun için elbette bir yakınlık ve güzel bir âkıbet vardır.

(*) Bu âyet-i kerîme, Kur’ân-ı Kerîm’deki on dört secde âyetinin onuncusudur. Tilâvet secdesinin ta‘rîfi için; bakınız;

(sahîfe 175, hâşiye 2)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
168478.jpg

17 Aralık 2014 Çarşamba 01:29
Yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar


Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Fussılet Suresi 15-16. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

15-Ve Âd (kavmin)e gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar da: “Kuvvetçe bizden daha çetin kim var?” dediler. (*) Görmediler mi ki, şüphesiz kendilerini yaratan Allah, onlardan kuvvetçe çok daha güçlüdür. Buna rağmen bizim âyetlerimizi bilerek inkâr ediyorlardı.

16-Bunun üzerine, dünya hayâtında rezillik azâbını kendilerine tattırmak için, o uğursuz günlerde, (**) üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Âhiret azâbı ise elbette daha rezîl edicidir; onlara (orada) yardım da edilmez.

(*) Âd kavmi pek iri cüsseli olup, kayaları yerinden söküp atabilecek derecede kuvvetliydiler. (Nesefî, c. 4, 133)

(**) Uğursuz günlerden maksad, Âd kavminin helâkiyle netîcelenen meşhur kasırganın estiği günlerdir. Bu kasırga, o âsî kavmi tamâmen ortadan kaldırıncaya kadar bütün şiddetiyle esmiştir. (Celâleyn Şerhî, c. 7, 15)
 

muhbalci

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
1,673
Tepkime puanı
32
Puanları
48
Kim âhiret kazancını isterse ziyâdelik veririz


http://www.risalehaber.com/

1x1.gif
1x1.gif

05.01.2015 01:52

169697.jpg

Ayet meali...
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Şûrâ Suresi 19-22. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
19-Allah, kullarına çok lütufkârdır. Dilediğini (dilediği şekilde) rızıklandırır. (*) Çünki O, Kavî (pek kuvvetli)dir, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir.
20-Kim âhiret ekinini (kazancını) isterse, ona o ekininde (kazancında) ziyâdelik veririz (artırırız). Kim de (sâdece) dünya ekinini (kazancını) isterse, ona (da) ondan veririz; ama (bu takdirde) onun âhirette, hiçbir nasîbi olmaz.(**)
21-Yoksa onların, dinden Allah’ın kendisine izin vermediği şeyleri, kendilerine meşrû‘ kılan ortakları mı var? Hâlbuki (haklarında âhirette hüküm verileceğine dâir önceden söylenmiş) ayırma sözü olmasaydı, aralarında elbette hüküm verilmiş (işleri çoktan bitirilmiş) olurdu. İşte şübhesiz o zâlimler yok mu, onlar için, (pek) elemli bir azab vardır.
22-Kazandıkları (günahları)ndan dolayı (kıyâmet gününde) o zâlimleri çok korkan kimseler olarak görürsün; hâlbuki o (yaptıklarının vebâli), başlarına gelecek olan (bir netîce)dir. Îmân edip sâlih ameller işleyenler ise, Cennetlerin bahçelerindedirler. Onlar için Rableri katında, ne isterlerse vardır. İşte o (va‘d olundukları pek) büyük lütuf, budur!
(*) “Ey insan! Sen kendine mâlik (sâhib) değilsin. Sen, kudreti nihâyetsiz bir Kadîr, rahmeti hadsiz bir Rahîm-i Zât-ı zü’l-Celâl’in memlûküsün (kölesisin). Öyle ise, sen kendi hayâtını kendine yükleyip zahmet çekme; çünki hayâtı veren O’dur, idâre eden de O’dur. Hem dünya sâhibsiz değil ki, sen kendi kafana dünya yükünü yükleterek ehvâlini (korkulu hâllerini) düşünüp merâk etme; çünki onun sâhibi Hakîm’dir (her işi hikmetlidir), Alîm’dir (sonsuz ilim sâhibidir). Sen de misâfirsin; fuzûlî olarak karışma, karıştırma. (...)
Hem sana düşmanlık vaziyetini alan mikroptan tâ tâun (vebâ) ve tûfan ve kaht (kıtlık) ve zelzeleye kadar bütün eşyânın dizginleri, o Rahîm-i Hakîm’in elindedirler. O Hakîmdir, abes (faydasız) iş yapmaz. Rahîmdir, rahîmiyeti (merhameti) çoktur. Yaptığı her işinde bir nevi‘ lütuf var.” (Sözler, 32. Söz, 299)

(**) “Dünya mâdem fânîdir! Hem mâdem ömür kısadır! Hem mâdem gāyet lüzumlu vazîfeler çoktur! Hem mâdem hayât-ı ebediye burada kazanılacaktır! Hem mâdem dünya sâhibsiz değil! Hem mâdem şu misâfirhâne-i dünyanın gāyet Hakîm, Kerîm (ikrâm edici) bir Müdebbiri (idârecisi) var. Hem mâdem ne iyilik ne fenâlık, cezâsız (karşılıksız) kalmayacaktır. (...) Hem mâdem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır (tercîh edilir). Hem mâdem dünyevî dostlar ve rütbeler, kabir kapısına kadardır.
Elbette en bahtiyâr odur ki, dünya için âhiretini unutmasın, âhiretini dünyaya fedâ etmesin, hayât-ı ebediyesini hayât-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni (lüzumsuz) şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misâfir telakkī edip (kabûl edip) misâfirhâne sâhibinin emirlerine göre hareket etsin; selâmetle kabir kapısını açsın; saâdet-i ebediyeye (Cennete) girsin!”

(Mektûbât, 16. Mektûb)
 

Bilgi / İnfo

satcafesi.net kar amacı gütmeyen bilgi & paylaşım üzerine kurulu ücretsiz bir forum sitesidir,Üyeler her türlü bilgiyi,dosya,video,resim,vs. önceden onay olmadan paylaşabilmektedir,bunedenle oluşacak herhangi bir illegal paylaşımdan satcafesi sorumluluk almamaktadır,T.CK.na aykırı paylaşım görüldüğünde iletişim kısmından bizlere bildirmenizi rica ederiz.

Yasal Haklar

Foruma gönderilen mesajlardan öncelikle mesaj sahipleri sorumludurlar. Forum yöneticileri başkalarının mesaj veya konularından sorumlu tutulamazlar. Ancak yasal nedenlere bağlı herhangi bir şikayet durumunda, yetkililer bilgilendirildiği takdirde ilgili düzenleme yapılacaktır.
Üst