gittigidiyor

Hz. IBRÂHIM (a.s)

sansar

Aktif Üye
Katılım
14 May 2011
Mesajlar
954
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
Almanya
Kur'an-ý Kerim'de Allahu Teâlâ'nýn "Halil" dost diye nitelediði ulu'l-azm mertebesinde olan peygamber.

Nuh (a.s)'un çocuklarý ve torunlarý, önce Irak'a yerleþmiþ ve Fýrat nehrinin yakýn bir yerinde Babil þehrini kurmuþlardý. Daha sonra, burada yerleþmiþ olanlardan bir grup ayrýlýp Dicle kýyýsýnda -bugün Musul þehrinin civarýnda- Ninova þehrini inþâ etmiþlerdi. Babil'deki halkýn yerlileri olan Nabt kavmi, Süryânî dilini konuþmakta olup Babil þehrini de baþkent yapmýþlardý. Ninova'da ortaya çýkan Asur devletinde ise baþkent Ninova olup, Babil'i hâkimiyetleri altýna almýþtý. Bir süre sonra Babil'de, Keldânîler, Asurlularýn hâkimiyetleri altýnda bulunan Nabt'larýn ilim ve kültürüne sahip çýkmýþtý.

Babilliler, tek Allah'a inanmayýp putlara ve yýldýzlara taparlardý. Putlarý ve yýldýzlarý, ruhlarýn sembolü olarak kabul ederlerdi. Onlarýn bu inancýna "Sâbiîlik" denir. Sâbiîlik; ruhlara ve meleklere ibadet esasýndan baþlar ve giderek yýldýzlara, aya, güneþe ve sonunda bunlar adýna yapýlmýþ putlara tapmaða varýrdý. Babil'de putlarýn hem yapýlýp hem de tapýldýðý puthaneler vardý. Bundan dolayý devlet yönetiminde bir puthane bakaný bile bulunurdu. Ýþte Allah, böyle inançtan yoksun ve medeniyetten uzak bir toplum olan Babil halkýna Ýbrahim (a.s)'ý göndermiþti. "Ýbrahim" kelimesinin manasý "cemaat babasý" demektir. Nitekim kendisinden sonra gelen peygamberle babasý Hz. Ýbrahim'dir.

Cemaatýnýn "Allah'ýn dostu" anlamýna gelen "Halîlullah" ünvanýna sahip Ýbrahim (a.s), "Ulü'l-azm" denilen büyük peygamberlerden biridir. "Ulü'l-azm" gayesine eriþen diðer peygamberler ise Nuh (a.s), Musa (a.s), Ýsa (a.s) ve Muhammed (a.s)'dir. Hz. Ýbrahim'in "halilullah" lakabýný almasý Allah'a olan sevgi ve baðlýlýðýndandýr. Bir rivayete göre Hz. Ýbrahim insanlara karþý çok cömert olduðu ve onlardan hiçbir þey istemediði için "halilullah" diye nitelendirilmiþtir.

Ýbrahim (a.s)'ýn nesebi hakkýndaki rivâyetler muhteliftir. Ancak rivayetlerin hepsi Sâm b. Nûh'a vardýðýnda ittifak etmiþtir. Babasýnýn ismi Tarih lakabý Âzerî'dir.

Hz. Ýbrahim'in ismi Kur'an-ý Kerim'de yirmi beþ sûrede altmýþ dokuz defa geçmiþtir. Kur'an-ý Kerim'de Hz. Ýbrahim deðiþik isim ve sýfatlarla anýlmýþ ve kendisinden övgüyle bahsedilmiþtir. Kur'an'da da geçen sýfatlarýnýn bazýlarý: Evvâh (çok ah eden), Halim, Munib (Allah'a sýðýnan), Hanîf, Kânit (Allah'a kulluk eden), Þâkir.

Hz. Peygamber (s.a.s)'de Hz. Ýbrahim (a.s)'ýn faziletini anlatýrken þöyle der: "Kýyâmet günü ilk elbise giydirilen kiþi, Ýbrahim'dir." (Buhâr;, Enbiyâ, 8). "bir gece bana rüyamda her zaman gelen iki melek (Cibril ile Mikâil) geldi. Bunlarla beraber gittik nihayet uzun boylu birinin yanýna vardýk, (Semaya doðru yücelen) boyunun uzunluðundan baþýný neredeyse göremeyecektim. O Ýbrahim (a.s) idi (Buhârî, Enbiyâ, 8).

Ýbrahim (a.s) Babil halkýna uzun süre hak dini, dünyayý, âhireti, hayatý, ölümü ve yeniden diriliþi anlatmýþ, en yakýný olan babasýna ise bu meseleyi inceden inceye izah etmiþti. Ancak baþta babasý Âzer olmak üzere halk, Ýbrahim (a.s)'a inanmayýp inkâr etmiþti. Ýbrahim (a.s), babasýnýn bu hareketine kýzmamýþ, ona darýlmamýþtý. Hatta onun için Allah'tan rahmet dileyerek babasýna karþý þöyle dedi: "Sana selâm olsun! Senin için rabbýmdan maðfiret dileyeceðim. Çünkü O, bana karþý lütufkârdýr" (Meryem, 19/47). Bundan sonra Ýbrahim (a.s), baba ocaðýný terkederek oradan ayrýldý.

Milletine, putlarýn hiçbir fayda saðlayamayacaðýný pek çok kere söyleyen ve ancak Yüce Allah'ý üstün niteliklere sahip olduðunu bildiren Ýbrahim (a.s), milletinin kendisine inanmadýðýný görünce hemen Nemrud'a gitti. Kur'an-ý Kerîm'de ismi geçmeyen ve o sýralar milletinin baþýnda bulunan Nemrud, sahip olduðu servet ve saltanatýyla kendini ilâh sanmaktaydý.

Ýbrahim (a.s), Nemrud'a Allah inancýndan bahsetti. Fakat o reddetti ve Ýbrahim (a.s) ile Rabbi hakkýnda münakaþaya giriþti. Ýbrahim (a.s) Allah Teâlâ'nýn hem dirilttiðini hem de öldürdüðünü söyleyince Nemrud, kendisinin de bunu yapmaða gücü yettiðini ifade eder. Nemrud, bunu ispat için, iki adamý getirtmiþ, birini öldürmüþ, diðerini býrakmýþ; böylece öldürmeðe ve diriltmeðe kâdir olduðunu göstermiþti. Bu defa Ýbrahim (a.s.): "Allah güneþi doðudan getiriyor, sen de batýdan getirsene" (el-Bakara, 2/258) deyince Nemrud þaþýrýp kalmýþtý.

Bir ara, Allah inancýný kabule yanaþmayan halk, bir bayram günü âdetleri üzere puthaneye yemek getirmiþ, putlarýnýn önüne koymuþ, daha sonra da eðlenme yerlerine gitmiþti. Ýbrahim (a.s)'ý de götürmek istemiþler, ancak o, rahatsýz olduðu gerekçesiyle gitmemiþti. Onlar eðlence yerlerine gidince, puthaneye girip putlarýn hepsini paramparça etmiþ, içlerinden sadece en büyüðünü, ona baþ vursunlar diye saðlam býrakmýþtý.

Bayram eðlenceleri biten halk, yine âdetleri üzere yemeklerini almak için puthaneye gelmiþ, ancak puthaneyi harabeye dönmüþ bir durumda görünce, putlarý bu hale getirenin Ýbrahim (a.s.) olabileceðini düþünmüþler, Ýbrahim (a.s)'i çaðýrýp þu þekilde sorguya çekmiþlerdir: "Ey Ýbrahim! Tanrýlarýmýza bu hareketi sen mi yaptýn?" Hz. Ýbrahim bu soruya "Belki onu, þu büyükleri yapmýþtýr. Konuþabiliyorsa, onlara sorun!" þeklinde cevap verdi (el-Enbiyâ, 21/62-63). Halk, putlarýn cansýz ve konuþamaz olduklarýný itiraf edince Ýbrahim (a.s) tevhid inancýný haykýrýrcasýna þöyle dedi: "O halde Allah'ý býrakýp da size hiç bir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara ne diye taparsýnýz? Size de, Allah'ý býrakýp taptýklarýnýza da yazýklar olsun! Hâlâ akýllanmayacak mýsýnýz?" (el-Enbiyâ, 21/66-67).

Ýbrahim (a.s)'ýn bu savunmasý, sapýklar tarafýndan onun suçlu duruma düþmesine yetmiþti. Sapýklarýn lideri Nemrud, Ýbrahim (a.s)'ýn öldürülerek veya yakýlarak cezalandýrýlmasýný teklif etmiþ ve nihayet ateþte yakýlmasýna karar verilmiþti. Hazýrlanan ateþin alevi, en þiddetli ve hararetli duruma geldiðinde Ýbrahim (a.s)'ý mancýnýkla fýrlatýp ateþe attýlar. Ancak ateþin ve her þeyin sahibi olan Allah, ateþe þöyle emir verdi: "Ey ateþ! Ýbrahim'e karþý serin ve zararsýz ol!" (el-Enbiyâ, 21/69). Böylece Ýbrahim (a.s) ateþten kurtulmuþ oldu. O sýrada Ýbrahim (a.s)'a inanan tek bir kiþi vardý; o da Lut (a.s) idi.

Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: "Ýbrahim aleyhi's-salâtü ve's Selâm yalnýz üç defa (te'vil ile baþka bir manaya çevirerek) yalan söylemiþtir. Bunlarýn ikisi Aziz ve Celil olan Allah'ýn zâtý ve rýzasý için: Birisi (putperestlere) "ben hastayým" demesi öbürüsü de "Belki putlarýn þu büyüðü bu iþi iþlemiþtir" demesi. Resulullah üçüncüsü için de þöyle demiþtir: "Ýbrahim günün birinde zevcesi Sâre ile birlikte azýlý bir zalime uðramýþtý" (Buhârî, Enbiya, 8).

Hadisenin devamý þöyle anlatýlmýþtýr. Hz. Ýbrahim amcasýnýn kýzý olan hanýmý Hz. Sâre ile birlikte Mýsýr tarafýna seyahat ederken "Erdün" kasabasýna gelmiþler; þehrin kralý ile aralarýnda ilginç bir hadise geçmiþtir. Ebu Hureyre, Peygamber (s.a.s)'den rivayet etmiþtir. Hz. Peygamber þöyle anlatmýþtýr: "Ýbrahim (a.s) hanýmý Sâre ile birlikte bir þehre gelmiþlerdi. O þehirde bir kral veya zâlim bir idareci vardý. Bu zâlime "Ýbrahim, yanýnda çok güzel bir kadýnla þehre girdi" diye haber gönderdiler. Kral "ey Ýbrahim! yanýndaki kadýn neyin, kimindir?" diye sordurdu. Ýbrahim (a.s) (din) kardeþimdir" dedi. Sonra Sâre'ye gelip "sakýn beni yalancý çýkarma, ben bunlara seni kýz kardeþimdir dedim. Allah'a yemin ederim ki, yeryüzünde benden, senden baþka iman eden hiç kimse yoktur" buyurdu. Sâre kralýn yanýna gelince kral (ona kötülük yapmaya) teþebbüs etti. Hz. Sâre kalktý abdest aldý, namaza durdu. Sonra þöyle dua etti: "Yâ Rab! Ben sana ve senin peygamberine iman ettimse, ben kadýnlýðýmý zevcimden baþkasýna karþý koruduysam (ki þu ana kadar böyleydim) benim üzerime þu kâfiri musallat etme". Kralýn nefesi boðuldu; ayaðýyla yere vurarak çýrpýnmaya baþladý. Bunun üzerine Sâre "Allahým þayet bu adam ölürse bunu bu kadýn öldürdü denilir" diye dua etti. Bunun üzerine adam rahatladý". Bu hadise üç defa tekrarlandý. "Bunun üzerine melik etrafýndakilere" siz bana þeytan göndermiþsiniz Bu kadýný Ýbrahim (a.s)'e gönderiniz. Hâcer'i de Sâre'ye veriniz" dedi. Bunun üzerine Sâre Hz. Ýbrahim'in yanýna gelerek ona (olayý anlattý) ve "Anladýn mý! Allah kâfiri zelil etti; bana bir cariyeyi de hizmetçi verdi" dedi (Buhârî, Buyû, 100; Hibe, 36).

Ýbrahim (a.s), o ülkeden ayrýldýktan sonra pek çok yer gezdi. Sonunda Þam'da karar kýldý. Orada kendisine inananlar günden güne arttý. Ýbrahim (a.s)'e inanlarýn oluþturduðu kitleye "Ýbrahim milleti" adý verildi.

Ýbrahim (a.s) Babil'den ayrýlacaðý zaman, babasý için Allahu Teâlâ'dan baðýþlanma dileyeceðini hatýrlamýþ ve babasýnýn affý için Allah'a þöyle yalvarmýþtý: "Babamý da baðýþla! Çünkü o sapýklardandýr" (eþ-Þuârâ, 26/86). Babasý da olsa kâfirler için dua edilmeyeceðini bilen Ýbrahim (a.s) bunu, memleketinden ayrýlýrken verdiði sözden dolayý yapmýþtý. Ýbrahim (a.s)'ýn duasý kabul edilmedi ve ayeti kerimede bu durum þöyle ortaya kondu: "Cehennemlik olduklarý anlaþýldýktan sonra akraba bile olsalar puta tapanlar için maðfiret dilemek peygamberlere ve mü'minlere yaraþmaz" (et-Tevbe, 9/113).

Ýbrahim (a.s)'in bundan sonraki yaþantýsý Lut (a.s), Ýsmail (a.s) ve Ýshak (a.s) ile birlikte geçti. Bunlar hakkýnda Allahu Teâlâ þöyle buyurur: "Onlarý buyruðumuz altýnda, insanlarý doðru yola götüren önderler yaptýk; onlara iyi iþler yapmayý, namaz kýlmayý, zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdi" (el-Enbiyâ, 21/73).

Allah Teâla, Ýbrahim (a.s)'a on sayfalýk bir kitap da vermiþtir. Uzunca bir süre yaþadýktan sonra, ömrünün sonlarýna doðru Mýsýr'a gitti. Ýbrahim (a.s) vefat ettiðinde -kuvvetli rivayetlere göre- Kudüs yakýnlarýnda Halilü'r-rahman denilen yerde defnedildi.

Hanîflik: Ýbrahim (a.s)'in dinin temeli tevhide (Allah'ýn birliðine) dayanýyordu. Ancak zamanla bu inanç unutulmuþ ve putperestlik Araplar arasýnda tamamen yayýlmýþtý. Buna raðmen birkaç kiþide tevhit akîdesinin izleri görülüyordu. Bunlara "Hanif" denirdi.

Hanîf, batýldan uzak, Hakk'a yönelen ve tevhit inancý üzere bir Allah'ý tasdik eden kiþi demektir. Kur'an-ý Kerim de "hanîf" kelimesi birkaç yerde geçer. "Hanif" kelimesi daha çok, Hz. Ýbrahim için Allah'a saf ve temiz bir þekilde ibadet eden bir kul anlamýnda kullanýlmýþtýr.

Haniflikle ilgili ayetlerde þu ifadeler bulunur: "Ve hanif olarak yüzünü dine doðrult ve sakýn Allah'a ortak koþanlardan olma!" (Yunus 10/105) "Sonra da biz, Hanîf olan, müþriklerden olmayan Ýbrahim'in dinine uy, diye sana vahyettik" (en-Nahl, 16/123).

Ýslâm'dan önce Arap toplumunda; Varaka b. Nevfel, Abdullah b. Cahþ, Osman b. Hüveyris, Zeyd b. Amr, Kuss b. Sâide gibi kiþiler hanifler arasýnda bulunuyordu. Bunlar; cansýz, dilsiz, hiçbir þeye güçleri yetmeyen putlarýn önünde eðilmeyi, onlara yalvarmayý çirkin sayan kiþilerdi.
 

Bilgi / İnfo

satcafesi.net kar amacı gütmeyen bilgi & paylaşım üzerine kurulu ücretsiz bir forum sitesidir,Üyeler her türlü bilgiyi,dosya,video,resim,vs. önceden onay olmadan paylaşabilmektedir,bunedenle oluşacak herhangi bir illegal paylaşımdan satcafesi sorumluluk almamaktadır,T.CK.na aykırı paylaşım görüldüğünde iletişim kısmından bizlere bildirmenizi rica ederiz.

Yasal Haklar

Foruma gönderilen mesajlardan öncelikle mesaj sahipleri sorumludurlar. Forum yöneticileri başkalarının mesaj veya konularından sorumlu tutulamazlar. Ancak yasal nedenlere bağlı herhangi bir şikayet durumunda, yetkililer bilgilendirildiği takdirde ilgili düzenleme yapılacaktır.
Üst