Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
[h=2]Bu dünyalarda koştururken zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız.[/h]Açık dünya oyunları için piyasanın son yıllarda yükselen trendlerinden biri diyebiliriz. Bu tip oyunlar uzun süredir yapılıyor, ancak özellikle son yıllarda açık dünya oyunlarına büyük bir ilgi var. Özellikle geçtiğimiz yıl çıkan en önemli iki açık dünya oyunu olan The Witcher 3 Wild Hunt ve Fallout 4’ün toplamda 300’den fazla yılın oyunu ödülü alması, oyun dünyasının açık dünya oyunlarına gösterdiği sevginin kanıtı olsa gerek. Biz de açık dünya konseptini çok seviyoruz ve bu yüzden bugünkü yazımızda bu kavramın hakkını veren, oyuncuları gerek hikayesi, gerek karakterleri ile içine çeken ve oynarken harcadığımız saatleri görmezden gelmemizi sağlayan en iyi açık dünya oyunlarını listeledik
[h=3]The Witcher 3: Wild Hunt[/h]
The Witcher 3 sadece gelmiş geçmiş en iyi açık dünya oyunlarından biri değil, aynı zamanda gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan biri. CD Projekt RED’in geçtiğimiz yıl hayatımıza saldığı bu başyapıtın övülecek pek çok yanı var. Ancak oyunun övülmeyi en çok hak eden yanı, yarattığı canlı ve dinamik dünya olsa gerek. Eğer hikayeyi hızlıca bitirmek isterseniz, sizi 50 saate yakın bir oynanış süresi bekliyor. Ancak bu oyunun keyfi dünyayı gezerken, yan görevleri yaparken, haritaya yayılmış sürprizleri ararken çıkıyor. Yani aceleniz yoksa, The Witcher 3 size 200 saate yakın bir oynanış deneyimi sunuyor. Üstelik bu süreye yayınlanan iki ek paket dahil değil!
Fallout, ilk oyunun yayınlandığı yıllardan beri önde gelen açık dünya serilerinden biri. Serinin her oyunu piyasaya çıktığı döneme damgasını vurdu ve Fallout 4 de başarısı ile bu trendi devam ettiriyor. Commonwealth denilen kıyamet sonrası Boston şehrinin kalıntılarının üzerine kurulmuş bölgede saatlerce mutantlar, robotlar, haydutlarla mücadele edip kayıp oğlumuzu arıyoruz. Bu esnada verdiğimiz kararlar ise Commonwealth’in geleceğini şekillendiriyor. Oyun her ne kadar rol yapma mekaniklerinin zayıflığından dolayı eleştirilse de, açık dünya konseptini başarıyla uygulamış. Ana hikayeden sıkıldığınız anda sizi saatlerce meşgul edecek yan içerik mevcut. Üstelik Bethesda, ek paketler ile oyunu daha uzun bir süre canlı tutmayı planlıyor.
[h=3]Dragon Age: Inquisition[/h]
2014 yılının en sevilen oyunlarından biri olan Dragon Age Inquisition, BioWare’in Dragon Age 2 eleştirilerine cevabı niteliğindeydi. Inquisition her ne kadar ilk oyun Origins’in aldığı kadar övgü almadıysa da, oyunculara içinde saatlerini harcayabileceği geniş bir dünya sunmayı başardı. İlk oyundan tanıdığımız çoğu karakterin dönüşüne ev sahipliği yapan Inquisiton, ana hikayesinin yanı sıra keşfedilecek birden fazla geniş oyun alanı sunuyor. Inquisiton’ın zengin dünyası, yan görevler ve kaynak toplama görevleri dışında bile size zaman harcatabilecek sürprizler sunabiliyor.
GTA serisi açık dünya aksiyon oyunlarının atası mıdır bilemem ama, bu alanda rakipsiz lider olduğu konusunda herkes hemfikir sanırım. GTA V, her zaman belli bir kalitenin üstüne yer alan GTA oyunları trendini devam ettirdi ve arka arkaya çıkan birbirinden iyi açık dünya oyunları arasında kendine kolay bir yer edindi. GTA V’in büyük dünyası Los Santos, her köşesinde keşfedilecek sırlar saklıyor. Oyunun yeni nesil görselliği geniş dünyası ile birleşince ortaya saatlerce gezip dolaşabileceğimiz bir açık dünya oyunu çıkıyor. Üstelik serinin son halkasına FPS modu da var!
Skyrim, şahsi fikrimce açık dünya oyunlarının bugünlerde rönesansını yaşamasının en önemli sebeplerinden biridir. 2011 yılında ilk çıktığında kelimenin tam anlamıyla geri kalan bütün oyunları gölgeleyen Skyrim, çıkışının üzerinden neredeyse 5 yıl geçmiş olmasına rağmen halen oynanıyor ve modlanıyor. Oyun halen o kadar seviliyor ki Bethesda bu E3’te oyunun yenilenmiş grafikler ile yeniden yayınlanacağını duyurdu. Skyrim’i bu kadar iyi ve zamansız kılan en önemli şey şüphesiz muhteşem bir açık dünyaya ev sahipliği yapması. Tamriel’in kuzey toprakları, her bir köşesinde oyuncular için yeni görevler, yeni eşyalar, yeni hikayeler saklıyor. Oyun bu sayede size kendi hikayenizi yazma fırsatı sunuyor. Bir oyuncu açık dünyadan daha ne ister?
Oyunlarda parkur sisteminin ilk olarak ne zaman kullanıldığını tam hatırlamıyorum, ancak bu sistemi popüler hale getiren en önemli oyunlardan birinin Mirror’s Edge olduğu konusunda herkes hemfikir. Dying Light, Mirror’s Edge’in parkur mekaniklerini açık dünya konseptiyle tanıştırıp, oyuncuları zombi dolu Harran şehrine bırakıyordu. Ancak oyunu bu kadar iyi yapan tek detay oynanış mekanikleri değil. Dying Light’ın dünyası sadece silah depolarından ve zombi sığınaklarından ibaret değil. Oyun boyunca Harran’ın her köşesine saklanmış pek çok sürprizle karşılaşacaksınız. Harran’ı tamamen keşfetmeniz günlerinizi alacak. Eğer zombi ve açık dünya konseptlerini seviyorsanız, Dying Light’tan daha iyi bir seçeneğiniz yok gibi.
Rockstar, açık dünya konusunda bir usta olduğunu yıllar içerisinde kanıtlamış bir firma. L.A Noire ise belki de sundukları en farklı yapım. Sizi 1900’lerin ortalarına götüren L.A Noire, sizden bir polis, bir dedektif olmanızı istiyor. L.A Noire’in hikayesi genellikle oldukça düz ilerliyor ve açık dünya olarak listemizdeki en zayıf oyunlardan biri. Ancak oyun yine de sizi alıp 1900’lü yılların Amerika’sına çekmeyi başarıyor. Üstelik oyunu tam anlamıyla keşfetmek için ciddi zaman ayırmanız gerekiyor.
Rocksteady’nin Batman Arkham serisi, hem çizgi roman uyarlaması alanında, hem de genel olarak aksiyon macera alanında oldukça büyük başarılar elde etti. 2009’da Arkham Asylum ile başlayan seri, geçtiğimiz yılın Arkham Knight’ı ile kendi zirvesine ulaştı. Her ne kadar oyunun çıkışında yaşanan bazı problemler can sıkmış olsa da, Arkham Knight pek çok alanda oyuncuları tatmin etmeyi başardı. Bu alanlardan biri de açık dünya. Arkham serisi açık dünya konseptine pek yabancı değil. Ancak Arkham Knight boyut olarak serinin en büyüğü. Tüm Gotham şehrini oyuncuların ayaklarının altına seren Rocksteady, ana görevlerin yanı sıra yan görevler ve Riddler bulmacaları ile dolu dolu bir dünya yaratmayı başarmış. Akıcı dövüş sistemi ve Batmobile de cabası!
Orta Dünya’nın oyunlarla arası hep karışık oldu. Çıkan oyunların hiçbiri oyun piyasasında kendilerinden Shadow of Mordor kadar söz ettirmedi. Monolith tarafından geliştirilen açık dünya aksiyon macera oyunu, hem devrimsel Nemesis sistemi, hem de geniş açık dünyası ile kendinden uzun bir süre söz ettirmeyi başardı. Kronolojik olarak Hobbit ile Yüzüklerin Efendisi arasında geçen oyun, bize Talion adlı bir kolcunun kontrolünü veriyor. Eski bir elf lordunun ruhuyla bütünleşen Talion ile birlikte Mordor’un altını üstüne getirdik ve bu sırada Monolith’in Mordor’un çeşitli köşelerine yerleştirdiği sırlar ile saatlerce meşgul olduk.
[h=3]EVE Online[/h]
Açık dünya oyunlarından bahsedip MMO diyarlarına değinmemek olmaz. Listemizin MMO kontenjanına EVE Online’ı yerleştirdik. MMO dünyasının en istikrarlı ve en büyük oyunlarından biri olan EVE Online, bir uzay macerasından beklediğiniz her şeyi size sunuyor. EVE Online’da günlük yaşam ticaret, gemi yapımı, korsanlık gibi faaliyetlerden oluşuyor. Oyunun savaş sistemi ise pek çok kişi tarafından oyun dünyasının en özen isteyen savaş sistemlerinden biri olarak gösteriliyor. Oyundaki uzay gemisi kapışmaları, saatler süren istatistik yorumlama, taktik belirleme, gemi inşa etme aşamalarını gerektiriyor. Eğer bunlara sabrınız varsa, EVE Online size aylar sürebilen bir deneyim sunuyor.
