TANIDINIZ MI?!..
Sahtekârlar biat eder ne dese
Ona köle olmuş yozları vardır
Gözleri doymuyor dünyayı yese
Zinhar tatmin olmaz hazları vardır
Tahmin edin canım işte oralı
“Kanun” der de kendi koyar kuralı
Bir tarafı yazı, biri turalı
Hakikate uymaz yüzleri vardır
Gerçeği görünce gömülür kuma
Camilerde secde eder her Cuma
Bu zalimin yoksul ile mazluma
Hakareti aşan sözleri vardır
Merhamet yok duyguları kupkuru
Namus der de gevşek durur uçkuru
Karşısında bir görürse cesuru
Titreyip sarsılan dizleri vardır
Karanlık dehlizde dünyası nursuz
Bir yanı talancı bir yanı hırsız
Tükürsen de utanmıyor bu arsız
Kirli taraklarda bezleri vardır
Çok geveze, konuşmadan duramaz
Din tüccarı, adi, sahtekâr yobaz
Yalandır ha inanmayın madrabaz
Gerçeği kirleten tezleri vardır
Zorlamayın dostlar demem adını
“Namus” diye çarşaflıyor kadını
Almışlar ya bol servetin tadını
Gününü gün eden kızları vardır
Her dakika çıkıp durur ekrana
Emir verir, ferman salar her yana
Hayalidir hükümdarlık cihana
Zalimden de zalim pozları vardır
Ondan söz edince acıyor yaram
İlaç verin dostlar oraya saram
Masalsı sofrada yediği haram
Leş gibi kokuşmuş tuzları vardır
Ne olursa olsun sırası birli
“Halktan geldim” diyor ama kibirli
Tepeden tırnağa her yeri kirli
Çırpınca dökülen tozları vardır
Sızlanıp durur da çekmemiş çile
Etrafında dalkavuk bir kafile
Siyaseti sahte, her şeyi hile
Rakibine karşı kozları vardır
Melek derler ama iblisin biri
Zemzem bile temizlemez bu kiri
Yavaş yavaş zerk ediyor zehiri
Toplumu uyutan dozları vardır
BÜLBÜLİ ŞEYDA’yım nasıl demeli
Kral olmak efendinin emeli
Yıkılıyor memleketin temeli
Kör olmuş görmeyen gözleri vardır
Kemal BÜLBÜL (Ankara)
Sahtekârlar biat eder ne dese
Ona köle olmuş yozları vardır
Gözleri doymuyor dünyayı yese
Zinhar tatmin olmaz hazları vardır
Tahmin edin canım işte oralı
“Kanun” der de kendi koyar kuralı
Bir tarafı yazı, biri turalı
Hakikate uymaz yüzleri vardır
Gerçeği görünce gömülür kuma
Camilerde secde eder her Cuma
Bu zalimin yoksul ile mazluma
Hakareti aşan sözleri vardır
Merhamet yok duyguları kupkuru
Namus der de gevşek durur uçkuru
Karşısında bir görürse cesuru
Titreyip sarsılan dizleri vardır
Karanlık dehlizde dünyası nursuz
Bir yanı talancı bir yanı hırsız
Tükürsen de utanmıyor bu arsız
Kirli taraklarda bezleri vardır
Çok geveze, konuşmadan duramaz
Din tüccarı, adi, sahtekâr yobaz
Yalandır ha inanmayın madrabaz
Gerçeği kirleten tezleri vardır
Zorlamayın dostlar demem adını
“Namus” diye çarşaflıyor kadını
Almışlar ya bol servetin tadını
Gününü gün eden kızları vardır
Her dakika çıkıp durur ekrana
Emir verir, ferman salar her yana
Hayalidir hükümdarlık cihana
Zalimden de zalim pozları vardır
Ondan söz edince acıyor yaram
İlaç verin dostlar oraya saram
Masalsı sofrada yediği haram
Leş gibi kokuşmuş tuzları vardır
Ne olursa olsun sırası birli
“Halktan geldim” diyor ama kibirli
Tepeden tırnağa her yeri kirli
Çırpınca dökülen tozları vardır
Sızlanıp durur da çekmemiş çile
Etrafında dalkavuk bir kafile
Siyaseti sahte, her şeyi hile
Rakibine karşı kozları vardır
Melek derler ama iblisin biri
Zemzem bile temizlemez bu kiri
Yavaş yavaş zerk ediyor zehiri
Toplumu uyutan dozları vardır
BÜLBÜLİ ŞEYDA’yım nasıl demeli
Kral olmak efendinin emeli
Yıkılıyor memleketin temeli
Kör olmuş görmeyen gözleri vardır
Kemal BÜLBÜL (Ankara)
