Yeni Şafak yazarı Selvi, Gülen'in ses kayıtları için "Başkenti Türkiye olmayan bir başbakan" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin tanınmış işadamlarının yurtiçi ve dışında yapacakları yatırımlarla ilgili Gülen’in görüşlerini sorması ve Gülen'in sözleri gündeme oturdu. Yeni Şafak gazetesi Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi, HSYK krizini ve Gülen'in ses kayıtlarını kaleme aldı.
Cumhurbaşkanı Gül'ün temasları ve Başbakan Erdoğan'ın dünkü teklifi sonrası ortaya çıkan iki ayaklı yol haritasını Selvi, bugünkü köşesinde yazdı.
(...)Bu çabalar bir noktada olgunlaştı ve ortaya iki ayaklı bir yol haritası çıktı.
1-Birinci öncelik Anayasa değişikliği verilecek. CHP ve BDP'nin de katkısıyla yapılacak anayasa değişikliği AK Parti'nin öncelikli tercihi.
2-Anayasa değişikliği başarılı olamazsa, Adalet komisyonunda görüşülen HSYK ile ilgili kanun teklifi önergelerle olgunlaştırılarak çıkarılacak.
Bu arada Anayasa değişikliği sadece HSYK ile ilgili maddelerle sınırlı olmayacak. Anayasa uzlaşma komisyonunda üzerinde uzlaşmaya varılan paket yeniden canlandırılacağı gibi, yine o paket üzerinde çalışılarak içinde HSYK düzenlemesinin de olacağı mini Anayasa paketi çıkarılacak. Bu sırada Adalet komisyonundaki kanun teklifi üzerindeki çalışmalar tamamlansa dahi, Meclis Genel Kurulu'na indirilmeyecek."
BAŞKENTİ TÜRKİYE OLMAYAN BİR BAŞBAKAN
Gülen'in ünlü işadamlarıyla yaptığı görüşmenin ses kayıtlarını değerlendiren Selvi, kafasında oluşan Gülen imajını böyle yazdı:
"Cumhurbaşkanı Gül'e yazdığı Sulhnamede, 'Bürokrasideki kıyımların' durdurulmasını istemişti.
Ses kayıtlarında ise Başbakan'ın can düşmanı Koç Grubuna Rafineri veren, gruba ait bankayı kurtarmak için kağıt üzerinde para girişi yapılmasını öneren, 2001'de benzer bir işlem yapıldığını itiraf eden, BDDK'da kendilerinden habersiz kuş uçmadığını ifade eden bir iktidar sahibi gördüm.
Önceden Ankara'da başbakanlar bir elleriyle banka kredilerini, diğer elleriyle yatırım teşviklerini dağıtıyor, yandaşlarını ihya edip, rakiplerini tasfiye ediyordu.
Şimdiye kadar benim kafamda bir hocaefendi imajı vardı. Dünden itibaren bir Holding patronu ya da iktidar sahibi bir Başbakanla karşılaştım. Hem de Başkenti Türkiye olmayan bir başbakan."
Yeni Şafak
Türkiye’nin tanınmış işadamlarının yurtiçi ve dışında yapacakları yatırımlarla ilgili Gülen’in görüşlerini sorması ve Gülen'in sözleri gündeme oturdu. Yeni Şafak gazetesi Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi, HSYK krizini ve Gülen'in ses kayıtlarını kaleme aldı.
Cumhurbaşkanı Gül'ün temasları ve Başbakan Erdoğan'ın dünkü teklifi sonrası ortaya çıkan iki ayaklı yol haritasını Selvi, bugünkü köşesinde yazdı.
(...)Bu çabalar bir noktada olgunlaştı ve ortaya iki ayaklı bir yol haritası çıktı.
1-Birinci öncelik Anayasa değişikliği verilecek. CHP ve BDP'nin de katkısıyla yapılacak anayasa değişikliği AK Parti'nin öncelikli tercihi.
2-Anayasa değişikliği başarılı olamazsa, Adalet komisyonunda görüşülen HSYK ile ilgili kanun teklifi önergelerle olgunlaştırılarak çıkarılacak.
Bu arada Anayasa değişikliği sadece HSYK ile ilgili maddelerle sınırlı olmayacak. Anayasa uzlaşma komisyonunda üzerinde uzlaşmaya varılan paket yeniden canlandırılacağı gibi, yine o paket üzerinde çalışılarak içinde HSYK düzenlemesinin de olacağı mini Anayasa paketi çıkarılacak. Bu sırada Adalet komisyonundaki kanun teklifi üzerindeki çalışmalar tamamlansa dahi, Meclis Genel Kurulu'na indirilmeyecek."
BAŞKENTİ TÜRKİYE OLMAYAN BİR BAŞBAKAN
Gülen'in ünlü işadamlarıyla yaptığı görüşmenin ses kayıtlarını değerlendiren Selvi, kafasında oluşan Gülen imajını böyle yazdı:
"Cumhurbaşkanı Gül'e yazdığı Sulhnamede, 'Bürokrasideki kıyımların' durdurulmasını istemişti.
Ses kayıtlarında ise Başbakan'ın can düşmanı Koç Grubuna Rafineri veren, gruba ait bankayı kurtarmak için kağıt üzerinde para girişi yapılmasını öneren, 2001'de benzer bir işlem yapıldığını itiraf eden, BDDK'da kendilerinden habersiz kuş uçmadığını ifade eden bir iktidar sahibi gördüm.
Önceden Ankara'da başbakanlar bir elleriyle banka kredilerini, diğer elleriyle yatırım teşviklerini dağıtıyor, yandaşlarını ihya edip, rakiplerini tasfiye ediyordu.
Şimdiye kadar benim kafamda bir hocaefendi imajı vardı. Dünden itibaren bir Holding patronu ya da iktidar sahibi bir Başbakanla karşılaştım. Hem de Başkenti Türkiye olmayan bir başbakan."
Yeni Şafak