Son iki yılda yabancı oyuncuların sırtladığı kulüplerimiz Avrupa'da önemli başarılara imza atarken bu yükselişimiz TFF'nin yabancı oyuncu kısıtlamasıyla son bulabilir!
2012-2013 sezonunda Kuyt, Meireles, Sow'lu Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi yarı finali, aynı sezon Muslera, Eboue, Melo, Sneijder, Drogba'lı Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi çeyrek finali. Bu sezon Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi gruplarında en büyük sürprize imza atan takım olup Juventus'u elemesi ve Bosingwa'lı Malouda'lı Trabzonspor'un da yine Avrupa Ligi'nde grubunda 13 puanla nağmalüp lider konumda bulunması geçmişte alışık olduğumuz başarılar değiller.
Kulüplerimiz son yıllarda güçlenen finansal yapıları sayesinde daha kaliteli yabancı transferlerle kadrolarını güçlendiriyor ve Avrupa'da alışık olmadığımız bir istikrarla başarıya koşuyorlar. Büyük küçük demeden Anadolu kulüplerimizin de yaptığı transferler oldukça dikkat çekici. Sadece Emenike, Sow, Drogba, Sneijder vs değil... Olympiakos gibi bir Şampiyonlar Ligi takımının 20 golle en golcü oyuncusu Djebbour Sivasspor'a gelebiliyor. Kariyerinde Roma, Real Madrid gibi takımlar olan Cicinho ve teknik direktör olarak dünya futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi solbek oyuncusu kabul edilen Roberto Carlos da yine Sivasspor'a geliyor. Kasımpaşa Liverpool'dan tanıdığımız Babel'i, Antalyaspor Baros'u transfer edebiliyor. Küme düşmeme mücadelesi veren anadolu takımları bile bir çok yabancı Milli takım oyuncusuna sahip.
KULÜPLERİN BAŞARISI MİLLİ GURUR DEĞİL Mİ?
Tüm bu başarılara rağmen Avrupa'da başarıyla yükselen kulüplerimize rağmen Türkiye Futbol Federasyonu adeta kendi kulüplerimizin önünü kesmek istercesine her sezon yabancı oyuncu sayısını düşürüyor. Buna sebep olarak da son derece yetersiz argümanlarla Türk Milli Takımının başarısızlığını gösteriyorlar. Türk Milli takımı bir 'milli değer' de Türk kulüplerinin Avrupa arenasındaki başarıları 'Milli değer' değil mi? Bu değerlendirmeyi sizlere bırakıyoruz.
TÜRKİYE FUTBOL DİREKTÖRÜ FATİH TERİM YORUMSUZ
Türk futboluyla ilgili böyle önemli bir konu ortadayken, Ocak transfer dönemine sadece 2-3 hafta kalmışken, kulüpler transfer politikasını netleştiremiyor. 'Türkiye Futbol Direktörü' sıfatıyla en geniş yetkilere sahip Fatih Terim en önemli işi bu olduğu halde konu hakkında görüşlerini bildirmiyor. Daha 3 ay önce Galatasaray Teknik Direktörüyken yabancı sayısını düşürmenin mantıksızlığını hararetle eleştiren Terim, yeni görevinde ise bu konu hakkında tek bir cümle kurmadı.
DEMİRÖREN "DÜNYANIN EN KÖTÜ SPOR ADAMI" DROGBA "YILIN SPORCUSU"
Öte yandan Nobel Barış Ödülü sahibi Nelson Mandela'yı ölüm gününde andığı için Yıldırım Demirören Federasyonunca az daha cezalandırılacak olan Drogba da geçtiğimiz günlerde GQ dergibi tarafından 'Yılın Sporcusu' seçildi.
Amerika'nın ünlü spor kanalı ESPN tarafından "Dünyanın En Kötü Spor Adamı" seçilen yerli Demirören, Nobel Barış Ödülü sahibi Mandela'yı ölüm gününde andığı için "Yılın Sporcusu" yabancı Drogba'yı cezalandıracak mı önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Biz Türk spor seyircilerinin cezası ise sanırım böyle yerlilerin, böyle yabancıları kısıtladığı, önünü kestiği bir ülkede 'sporu sevmek' olabilir.
Sinan Yılmaz
2012-2013 sezonunda Kuyt, Meireles, Sow'lu Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi yarı finali, aynı sezon Muslera, Eboue, Melo, Sneijder, Drogba'lı Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi çeyrek finali. Bu sezon Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi gruplarında en büyük sürprize imza atan takım olup Juventus'u elemesi ve Bosingwa'lı Malouda'lı Trabzonspor'un da yine Avrupa Ligi'nde grubunda 13 puanla nağmalüp lider konumda bulunması geçmişte alışık olduğumuz başarılar değiller.
Kulüplerimiz son yıllarda güçlenen finansal yapıları sayesinde daha kaliteli yabancı transferlerle kadrolarını güçlendiriyor ve Avrupa'da alışık olmadığımız bir istikrarla başarıya koşuyorlar. Büyük küçük demeden Anadolu kulüplerimizin de yaptığı transferler oldukça dikkat çekici. Sadece Emenike, Sow, Drogba, Sneijder vs değil... Olympiakos gibi bir Şampiyonlar Ligi takımının 20 golle en golcü oyuncusu Djebbour Sivasspor'a gelebiliyor. Kariyerinde Roma, Real Madrid gibi takımlar olan Cicinho ve teknik direktör olarak dünya futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi solbek oyuncusu kabul edilen Roberto Carlos da yine Sivasspor'a geliyor. Kasımpaşa Liverpool'dan tanıdığımız Babel'i, Antalyaspor Baros'u transfer edebiliyor. Küme düşmeme mücadelesi veren anadolu takımları bile bir çok yabancı Milli takım oyuncusuna sahip.
KULÜPLERİN BAŞARISI MİLLİ GURUR DEĞİL Mİ?
Tüm bu başarılara rağmen Avrupa'da başarıyla yükselen kulüplerimize rağmen Türkiye Futbol Federasyonu adeta kendi kulüplerimizin önünü kesmek istercesine her sezon yabancı oyuncu sayısını düşürüyor. Buna sebep olarak da son derece yetersiz argümanlarla Türk Milli Takımının başarısızlığını gösteriyorlar. Türk Milli takımı bir 'milli değer' de Türk kulüplerinin Avrupa arenasındaki başarıları 'Milli değer' değil mi? Bu değerlendirmeyi sizlere bırakıyoruz.
TÜRKİYE FUTBOL DİREKTÖRÜ FATİH TERİM YORUMSUZ
Türk futboluyla ilgili böyle önemli bir konu ortadayken, Ocak transfer dönemine sadece 2-3 hafta kalmışken, kulüpler transfer politikasını netleştiremiyor. 'Türkiye Futbol Direktörü' sıfatıyla en geniş yetkilere sahip Fatih Terim en önemli işi bu olduğu halde konu hakkında görüşlerini bildirmiyor. Daha 3 ay önce Galatasaray Teknik Direktörüyken yabancı sayısını düşürmenin mantıksızlığını hararetle eleştiren Terim, yeni görevinde ise bu konu hakkında tek bir cümle kurmadı.
DEMİRÖREN "DÜNYANIN EN KÖTÜ SPOR ADAMI" DROGBA "YILIN SPORCUSU"
Öte yandan Nobel Barış Ödülü sahibi Nelson Mandela'yı ölüm gününde andığı için Yıldırım Demirören Federasyonunca az daha cezalandırılacak olan Drogba da geçtiğimiz günlerde GQ dergibi tarafından 'Yılın Sporcusu' seçildi.
Amerika'nın ünlü spor kanalı ESPN tarafından "Dünyanın En Kötü Spor Adamı" seçilen yerli Demirören, Nobel Barış Ödülü sahibi Mandela'yı ölüm gününde andığı için "Yılın Sporcusu" yabancı Drogba'yı cezalandıracak mı önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Biz Türk spor seyircilerinin cezası ise sanırım böyle yerlilerin, böyle yabancıları kısıtladığı, önünü kestiği bir ülkede 'sporu sevmek' olabilir.
Sinan Yılmaz