En son kendinizle ne zaman konuştunuz?
Sesiniz size neler soyledi?
Hatırlamıyor musunuz? yoksa siz kendinizle hiç konuşmaz mısınız?
Kalabalıklar arasında yaşadığınızı zannederken, başka hayatların
aldatıcı görüntüleri sizin gözlerinizi boyar, o hayatların çıngıraklı
sesleri kulaklarınızı sağır mı eder?
Bugünlerde herkes mutsuz. Çünkü kimse kendisiyle konuşmuyor.
Yaşamında hep başka insanların sesleri, sözleri, yüzleri var.
Başka yaşamların özentisi var.Herkes kendi hayatının hırsızı olmuş.
Ve herkes kendinden çalıyor.Kimse kendisiyle kalmak istemiyor.
Ben yalnızlığımı çok seviyorum.
Kendimle konuşmaları seviyorum.Her sabah yeni bir yüzle uyanıyorum...
Sonra gün başlıyor. Ve ben de baslıyorum. Neye mi?İnsanları izlemeye.
Yakın çevremde bulunanların hayatlarına katılmaya, o inanılmaz temponun
içinde onları kaybetmemeye, onları bir yerlerden yakalamaya
çalışıyorum.Sonra sıra kendime geliyor.
Küçük bir kahve molası verip, en sakin yere gidiyorum. Kendimle...
Ve şöyle bir kendimi yokluyorum; neler yaptık, neler konuştuk,
neler eksildi, neler fazla...
Ve o küçük an bile yetiyor “kendimle” bana...Eksiler artılardan
fazla da olsa, kendimle konuşabildiğim, kendi sesimi duyabildiğim
için mutlu oluyorum.Ama bazen selamsız ve sevgisiz yüzler görüyorum...
Hiç gülmüyorlar.O insanların gözleri görmüyor, o insanların kulakları duymuyor.
Benim bu deli deli atan yüreğim, beni çabuk mu eskitecek acaba?
Acaba o “selamsız” ve “sevgisiz” yüzlerden daha mı çabuk yaşlanacağım ben.
Hayır yaşlanmayacağım...
Çünkü ben kendimle hep konuşacağım.
Siz hayatınızın hırsızlıklarını biliyor musunuz? Bilmiyorsanız hayatınızdaki
kalabalıklardan sıyrılıp kendinizle konuşun.
Sevin ve sevdiklerinize değer verin. Yaşamı onlarla paylayın. Çünkü rüyalar
her zaman insana gerçeği hatırlatmıyor...
Geç kalmışlıkların pişmanlığı yaşamınızda hiç olmasın...