Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Agony cehennemi elini hiç korkak alıştırmadan ve kendine sınırlar koymadan anlatan yapımların başında geliyor. Her bir köşesi akıl almaz görüntüler, yaratıklar ve olaylarla dolu bu diyar uykularınızı kaçıracak.
Oyunculara cehennemin kara kapılarını aralayan bir diğer yapım da Necrovision. 505 Games'in geliştirdiği yapım bizleri farklı bir Birinci Dünya Savaşı atmosferine sokuyor. Savaşın vahşetine bir de yeraltının korkunç sakinleri ekleniyor ve ortaya eşine az rastlanır bir atmosfer çıkıyor.
Cehennem denince akla ilk gelen eserlerden olan Dante'nin İlahı Komedya'sından ilham alan bu oyun eserdeki cehennem tasvirini başarılı bir biçimde yansıtıyor. Cehennemin katları arasında tüyleri diken diken eden bir yolculuğa çıktığımız yapım aynı temaya sahip yapımlar arasında da özel bir yere sahip.
Oyun dünyasının en absürt serilerinden biri olan Saints Row'a da böyle bir yapım yakışırdı doğrusu. Serinin hayranlarını yalından tanıyacakları Gat'ın cehennemdeki maceralarına ortaklık ederken eğlence kantarının da topuzu kaçıyor! Hiçbir cehennem tasviri muhtemelen böylesine eğlenceli olmamıştır.
Bir şeytan buz gibi biralarımızı alıp kaçarsa ne yaparız? Elbette peşine düşeriz! Özellikle speedrun yapmayı ve hızlı oynanışı seven oyuncuların bayılacağı SEUM bizleri cehennemin farklı köşelerindeki parkurlara bırakıp yeteneklerimizi kullanarak bunları en kısa sürede tamamlamamızı istiyor.
Painkiller serisi ile cehennemin kapıları açılıyor ve iblis orduları ile aksiyon dolu bir mücadele başlıyor. Hayal dahi edilemeyecek türden çeşit çeşit zebani ve karanlık güç ile mücadele ettiğimiz seri cehennemin sıcak nefesini adeta yüzümüze üflüyor.
Etkileyici müzikler ve stilize bir görselliği sağlam oynanış ile harmanlayarak karşımıza çıkartan Slain: Back from Hell gotik atmosferi ile oyuncuyu anında içine çeken bir yapım. İblis ordularına karşı güvenebileceğimiz tek şeyin kılıcımız ve yeteneklerimiz olduğu yapım özellikle old school oyuncuları mutlu edecek türden.
Yılların eskitmek şöyle dursun, değerini daha da arttırdığı serilerden olan Diablo her yapımı ile elbette ki cehennem denince akla ilk gelen oyunlardan. Ebedi kötülüğe karşı bitmeyen bir mücadele verdiğimiz yapım Blizzard'ın adeta göz bebeği ve başyapıtlarından.
Şimdilerde ikinci oyunu ile karşımıza çıkmaya hazırlanan Hellblade bizleri alışık olduğumuz cehennem tasvirinden uzağa, İskandinav mitolojisinin anlatılarına götürüyor, ancak cehennem dehşetinden bu haliyle de hiçbir şey kaybetmiş değil! Akıl hastalığının pençesinde olan bir karakteri canlandırdığımız oyun kesinlikle bir şans vermeniz gereken yapımlar arasında.
Cehennemde fırlayan dehşet dediğimizde bunu DOOM kadar çarpıcı yansıtan pek az oyun vardır. İlk oyunu ile FPS türünün atası olmasını şöyle bir kenara bırakacak olursak DOOM'un temellerini attığı cehennem tasviri bugün bile video oyunları dünyasında pek çok oyuna rehberlik ediyor.
Bu kez cehennemde terör estiren bir dişi zebani olarak bu diyarlara giriş yapıyor ve cehennemin diğer yaratıklarına adeta yargı dağıtıyoruz. Mekan ve düşman tasarımları ise en kötü kabuslarımızdan fırlamış gibi.