Önde gelenlerin en çok kullandığı taktik
Resul'ü toplumun gözünde küçük düşürmeye çalışmaktır. Resul'ün savunduklarında samimi olmadığını
aslında kendi çıkarları için böyle bir tebliğ işine giriştiğini iddia ederler. iddialarına göre
Resul
dini kendi çıkarları için bir alet olarak kullanmaktadır. Bu iftiraya göre
Resul'ün insanlardan itaat istemesinin ardında
"iktidar hırsı" yatar.
Örneğin
Firavun ve önde gelen çevresi
Hz. Musa'nın insanları Allah'ın dinine davet etmeyi değil
"yeryüzüne büyüklüğe" ulaşmayı istediğini iddia etmişlerdir:
"Onlar: (Musa ve Harun'a) 'Siz ikiniz
bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz
sizin ikinize inanacak değiliz' dediler." (Yunus: 10/78)
Aynı suçlama Hz. Nuh'a da yapılmıştır:
"Andolsun
biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik. Böylece kavmine dedi ki: 'Ey Kavmim
Allah'a kulluk edin. Onun dışında sizin başka ilahınız yoktur
yine de sakınmayacak mısınız?' Bunun üzerine
kavminden inkara sapmış önde gelenler dediler ki: 'Bu
sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir. Size karşı üstünlük elde etmek istiyor. Eğer Allah (öne sürdüklerini) dilemiş olsaydı
muhakkak melekler indirirdi. Hem biz geçmiş atalarımızdan da bunu işitmiş değiliz'." (Müminun: 23/23-24)
Bu ayetler göstermektedir ki
inkarcılar Resulleri de kendileri gibi basit insanlar zannetmektedirler. Hz. Musa ve başka tüm Resuller
insanları kendilerine itaate çağırmaktadırlar; ama onlardan Allah rızası için kendilerine itaat etmelerini istemektedir. Yoksa istenen kişisel bir itaat değildir. Resul de
ona iman edip itaat edenler de Allah'ın kullarıdırlar. Dolayısıyla Resul
insanları kendine itaat etmeye davet ederken
gerçekte Allah'a kul olmaya davet etmektedir. Aksi takdirde kendi şahsına itaat istemiş olurdu ki
bu kendisine kulluk edilmesini istemesi anlamına gelir. Ve Kur’an'ın bildirdiğine göre
hiç bir Resul için böyle bir şey sözkonusu değildir:
"Beşerden hiç kimsenin
Allah kendisine Kitabı
hükmü ve peygamberliği verdikten
sonra insanlara: 'Allah'ı bırakıp bana kulluk edin' deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o
'Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler olunuz' (deme görevindedir.) O
melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez. Siz
müslüman olduktan sonra
size küfrü mü emredecek?" (Ali İmran: 3/79-80)
Oysa buna karşılık
az önce gördüğümüz gibi
Firavun ve benzeri önde gelen inkarcılar ilah (Rab) oldukları iddiasındadırlar. İşte bu inkarcılar
Resulle karşılaştıklarında
onun da aynı kendileri gibi Rablik iddiasında bulunarak insanları kendisine tabi kılmaya çalıştığını zannederler. Onların gözünde Resul
kendi düzenlerini yıkmaya çalışan bir "rakip"tir.






Örneğin



"Onlar: (Musa ve Harun'a) 'Siz ikiniz


Aynı suçlama Hz. Nuh'a da yapılmıştır:
"Andolsun






Bu ayetler göstermektedir ki







"Beşerden hiç kimsenin







Oysa buna karşılık




