Cinayet, şiddet ve aldatma konularını sıkça işleyen diziler toplumu duyarsızlaştırıyor. Uzmanlara göre dayak ve cinayet bir süre sonra sıradan gelmeye başlıyor ve şiddet normalleşiyor.
Televizyon dizileri adeta hayatımızın bir parçası oldu. İnternette şu dizinin kahramanı nasıl kurtuldu, kim kimi öldürdü ya da aldattı yorumları tıklanma rekorları kırarken uzmanlar dizilerin hiç de masum olmadığını söylüyor.
ÖFKE POMPALANIYOR
Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı, dizilerde şiddet sahnelerinin artmasının özellikle çocuk ve gençlerin vurup kıran, adam öldüren modelleri benimsemelerine neden olacağını söyledi. Narlı, "Türkiye gibi çok TV izlenen bir ülkede daha az şiddet içerikli sahnelerin olması gerekir. Çok sayıda genç saatler boyunca ekran karşısında. Şiddeti daha da artırırsanız topluma şiddet pompalamaktan başka bir şey yapmazsınız. Toplum şiddeti normalmış gibi algılar yani şiddeti benimser" dedi.
Nörolog Doç. Dr. Sultan Tarlacı ise dizilerde gördüğümüz şiddetle gerçek hayatta karşılaştığımızda tepki vermediğimizi söyledi. Tarlacı şöyle devam etti. "Cinayet, aldatma, şiddet diziler hep bu konular üzerinde dönüyor. Uzun süre aynı şeyi izlediğimiz zaman bir süre sonra beyin onu normalleştirmeye başlıyor. Sürekli ölümler görmek doğalmış gibi geliyor. Etrafımızda yaşananlara tepki bile vermemeye başlıyoruz. Ahlaki ve sosyal değerlerimiz de bir süre sonra zedelenmeye başlıyor."
SORUMLULUK DUYMALIYIZ
İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alanku toplum olarak bir şiddet çemberinden geçtiğimizi söyledi. Alanku, "Gündelik hayatta karşılaştığımız şiddeti yeniden üretmek anlamında medyanın kabahati var. Bunu yaparken sorumlu davranmıyor. Ancak sokaktaki sokaktaki insanlar da sorumluluğu üzerinden atmamalı. Toplumca bir şiddet çemberi içinden geçiyoruz" dedi.
TEPKİ GÖSTERMİYORUZ
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Arif Verimli dizilerdeki şiddet sahnelerinin toplumun hassasiyet eşiğini düşürdüğünü söyledi. Verimli, "Bu tip sahneler duyarsızlaşmaya yol açıyor. Gün geçtikçe şiddete tepki göstermiyoruz. Seyirci konumuna düşüyoruz. Diziler bilinç altını çok etkiler. Bu nedenle dizilerde insan hakları, demokrasi, bilimin üstünlüğü, çocuk eğitimi, ruh sağlığı ve ahlak değerleri gibi konular daha sık verilmeli" dedi.
Bugün